Dolar 32,5841
Euro 35,0183
Altın 2.456,66
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 18°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
18°C
Hafif Yağmurlu
Cts 18°C
Paz 17°C
Pts 16°C
Sal 16°C

Bir İstismar Daha (Camide Veli Toplantısı)

1 Mart 2013 20:26

Erdoğan Erkaymaz

Niğde Milli Eğitim Müdürü öğrencilerinin başarısını arttırmak için camide toplantı yapmış. Burada velilere projeleri hakkında bilgiler vermiş. Amaçlarının; öğrencilerinin başarısını arttırmak olduğunu söyleyip ve her fırsatı değerlendirip Cuma namazı öncesi “Cuma Buluşmaları” adlı veli toplantıları düzenlemesi olduğunu medyada bolca gördük. 

Eğitim işi ciddi iştir. Eğitim, davranış kazandırma sürecidir. Eğitim; ideolojik, sendikal, yalakalık jokerlerinden muaf olanlara teslim edilmelidir. Bu insanlar sanırım devlet memuru olduklarını unuttular. İktidara yaranma adına dini mağbetleri kendi çıkarları adına kullanmaktan hiç çekinmiyorlar. Ne acı ki bakanlıkta bunlara çanak tutmaya devam ediyor. Daha neler göreceğiz, yaşayacağız… Şu unutulmamalı; anayasamızda ‘Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, hukuk devletidir’ yazan ülkenin Milli Eğitim Bakanı’nın; laik, demokratik bilimsel eğitimi savunan ülke insanlarımıza bir cevabı olacaktır. 

Bu sayın müdüre sormalı; öğrencilerimizin eğitiminin büyük sorumluluğunu anneler almakta olduğunu düşünüyorum. Kadınlarımızı yine mi sildiniz? Oysa çocuklarımızın başarısı için beslenmesinden bakımına, tertip ve düzeninden okuldaki çalışmalarına kadar annelerimizin ilgilendiği bilinmekte… Sınıf öğretmenliğinden okul müdürlüğüne, Milli Eğitim Müdürlüğü’nden dershane müdürlüğüne kadar 27 yıl eğitimin içinde kalmış ve yaklaşık 5 yıldır da eğitimci yazar olarak gazete ve dergilere eğitim konusunda yazılar yazan bir kişi olarak kadınlarımızın öğrencilerimiz üzerindeki düşüncem budur.

Sayın müdüre bir önerimde; camilerimizin siyaset üstü kalması gereken kurumlardan biri olduğunu hatırlatmak olacaktır. İktidar 10 yıldır bütün kurumları siyaset alanlarına çevirmiştir. İnsanlarımızın inançlarını (din, iman, cami, Kur’an) istismar etmeyi ve kullanmayı alışkanlık haline getirmiştir. Bu kural tanımazlık, dinimizi siyasi malzeme yapılmaması gerektiğini düşünmekteyim. Bir eklemem de yaşadığımız toplumda yalnızca Müslümanlar değil, Hıristiyan, Musevi, Ateistler de olacaktır. Eğer bu sayın müdür becerirse bunları da camiye taşıyacaktır düşüncesindeyim. 

Din istismarcılarının çıkarları için dini kullanması insanlığa yakışır bir tutum değildir. Hele hele islam gibi insanlığa gönderilen, en son ve en büyük dinimiz için söz konusu hiç değildir. Affedilir bir şey olmaz. Ne yazık ki dinimize inananları da bir sömürü aracı olarak kullananlar hep var olmuştur. Görünen odur ki olmaya da devam edecek. 

Bu konuda Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde Prof. Dr. Mazlum Uyar “Din ve İnanç Hürriyetine Aykırı” başlığı altında “Eğitim-öğretim kurumlarıyla ibadet merkezlerinin birbirinden ayırt edilmesi konusunda gereken hassasiyet gösterilmelidir. İyi niyetli yola çıkılmış olsa bile bütün öğrencilerimizin aynı dinden olduğunu varsayamayız. Bu nedenle de yapılan uygulama din ve inanç hürriyetine aykırı gibi görünüyor. Eğitim-öğretim meselelerinin tartışıldığı mekanlar camilerimiz değil okullarımız olmalıdır.”

Bir düşüncem de; velilerin okullarda okuyan çocuklarının okul alanlarında, oturduğu yerde, oynadığı alanda havasını teneffüs ettiği sınıflarda hatta sıralarında toplantılarını yapması daha uygundur. Velilerin okul meseleleri için buluşma adresi camiler olmamalıdır. 

Sonlarken gazeteci yazar Saygı Öztürk’ün bir tespitini de paylaşmak istiyorum; “Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın gözüne girmek, yerlerini korumak, asaleten atanmalarını sağlamak için ‘takla atan’ların, tribünlere oynayanların sayısı giderek artarken, bu güne kadar yaşanmamış olaylara da tanık oluyoruz. Önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eğitimle ilgisi olmayanları ya üst görevlere getirdi ya da haketmedikleri ‘görevlendirme’yle etkili konuma yükseltti. Yıllarını eğitime vermiş olanları da gelmeseniz de olur denildi, bir kenara atıldı.”

Sevgi ile kalın…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.