7 MAYIS 2024 NORVEÇ-ALESUND GEZİMİZ

Gemimiz Norveç Alesund’a demirledi. Norveç’teyiz… NORVEÇ deyince akla gelen ilk şey fiyortlar. Granit dağlarla, göllerle, ormanlarla ve müthiş deniz manzarası ile süslenmiş bir ülkedir Norveç. Fiyortların yanı sıra, şirin kasabalar ve köyler geziyi ön plana çıkaran unsurlardır. Fiyort hakkında kısaca; buz hareketleriyle oluşmuş geniş ve uzun vadilerin içine denizin suyunun ya da tatlı suyun dolması ile meydana gelen coğrafi şekillerdir. Fiyort Norveççenin dilimize kattığı bir kelimedir ve “uzunca seyahat edebilen su yolu” anlamına gelir. Biraz da Norveç hakkında genel bilgi verecek olursam; resmi adı Norveç Krallığı ( Kogeriket Norge), yönetim şekli Anayasal Monarşi, Başkenti Osla, Nüfusu 5 Milyon 372 bin 191, para birimi Norveç kronu, resmi dil Norvetçe, yüz ölçümü 385 bin 199 metrekaredir. Norveç, deniz ürünleri, balıkçılık ve balina avcılığı alanında oldukça gelişmiştir. 1960 sonrası Norveç sularında elde edilen petrol ve tabii gaz ekonomisini güçlendirmiştir. Kayak sporunun doğum yeri de Norveç’tir. Bir ilginç bilgi de; Norveç’te bir kitap yayınlarsınız ülke genelindeki kütüphanelere göndermek için hükümet bin kopya satın alacaktır. Norveç üniversiteler herkese, hatta yabancılara da ücretsizdir. Dünya mutluluk sporunda üst sıralarda olan Norveç’te sağlık, özgürlük ve sosyal hizmetleriyle öne çıkmaktadır.

Kahvaltımızı aldıktan sonra gezi için limandaki otobüsümüze bindik. Kısa “Alesund” gezi yaptık. ALESUND Norveç’in batısında çevresi dağlar ve deniz ile çevrili güzel bir liman kentidir. Şehir 1904 yılında meydana gelen büyük bir yangından sonra tamamen yeniden inşa edilmiş, Art Nouveau tarzındaki mimarisi ile ünlüdür. Alesund Norveç’in en güzel şehri, ayrıca UNESCO’nun dünya miras listesinde yer almakta. Alesund 3 adadan oluşmuş, her ada birbirine köprülerle bağlanmış, hatta yeraltı tünelleri ile de bağlanmış adalar. 1904 yılındaki yangında 850 ahşap binanın yanması sonucu 10bin kişi evsiz kalmış. Sık sık burayı ziyarete gelen Alman Kralı 2. Wilhelm sevdiği bu şehre savaş gemileriyle yardım göndermiş. 3 yıl içinde yeniden tuğladan inşa edilmiş şehri. Almanya ve İngiltere’de eğitim görmüş 50 mimar küllerinden yeniden canlandırmışlar. Dönüşte serbest zamanda gezimizi ve alışverişimizi yaptık. Alesund Şehir Parkının bir parçası olan 418 basamaklı merdiven sonrası Akslam Dağının tepesinden şehrin panoramik görüntüsünü görmek istesek de grubumuzun rehberi gemimizi 18. kat hizasıyla aynı yükseklikte olduğunu, oradan da şehri daha iyi görebileceğinizi ikna etti. Oraya ayrılacak zamanı şehir içinde gezerek değerlendirdik. Gezi otobüsümüzü limanda bıraktık. Pitoresk Limanı sadece Avrupa’nın en büyük balıkçılık fiyortlarından birini ev sahipliği yapmakta olup, aynı zamanda tüm Norveç’i birbirine bağlayan yolcu gemileri için popüler bir destinasyon haline gelmiş. Bol bol fotoğraf çektik. Alışveriş sonrası gemimize döndük. Gemimizin 18. kattan kent harika görünüyordu. Yine fotoğrafladık.

Kısa bir şehir turu attıktan sonra Giske Adası’na yola çıkıyoruz. Küçük ada aynı zamanda GİSKE olarak da adlandırılan 190 dönümlük köy. Nüfusunun 800 kadar olduğu söyleniyor. İlk durağımız Giske Kilisesi… 12. yüzyıldan kalma taştan yapılmış uzun bir kilise. 1860’larda değişiklik yapılmış. İçinde 18. ve 19. yüzyıla ait izler taşımakta. Haç tutan Tanrı kuzusunun kapısının üzerinde Kemerli alanda kabartma bulunmaktadır. 4222 metrekarelik su altı tünelinden geçiyoruz.

Şimdi yolculuğumuz Godoy Adasına doğru. Atlantik kıyılarında denizcileri uzun yıllardır kılavuzluk eden Alnes Deniz Fenerindeyiz. 1876’da inşa edilen deniz fenerinin hemen yakında, kafe ve yerel sanatçıların eserlerinin sergilediği bir sergi salonu kapalıydı. Yine deniz fenerinin mutfağı ve kulesi turistlere açık olmasına rağmen, bizim ziyaretimiz esnasında onlar da kapalıydı. Her şeye rağmen manzara güzel, eski deniz feneri kadar, Storhornet Dağı, küçük balıkçı köyü güzeldi. Bol bol fotoğraflar aldıktan sonra tekrar otobüsünüze binerek açık hava müzesine doğru yola çıkıyoruz.

Sunnmore Açık Hava Müzesinde tüm bölgeden yapı geleneklerine ve yaşamın nasıl yaşandığını anlatan geniş bina koleksiyonu bulunmaktadır. Evler 1600-1900 yılları dönemine aittir. Evler alçak, yosun kaplı, çim çatılı ev kümelerinden oluşmakta. Müze alanının güneyinde Borgund Kilisesi ve orta çağ kenti Borgund’un bulunduğu alan bulunmaktadır. Kısmen 12. yüzyıldan kalma eski Aziz Petrus Kilisesi’nin kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Bugünkü kilisenin çoğu kısmı 1904’den kalmadır ve Nicolia Mejdel ve Hans Johannessen’in güzel oymaları ile süslenmiştir. Müzenin hizmet binasında beslenme ve kahve ihtiyacınızı giderdikten sonra deniz kenarında tekne salonlarının bulunduğu Sunnmore Geleneksel Teknelerinin geniş bir koleksiyonunu sergilediği müze iskelesi ile Viking çağından kalma gemilerin daha küçük kopyalarını bulunduğu yerdeyiz. Rıhtımın yanında Orta Çağdan kalma bir ticaret gemisinin kopyası olan “Borgundknorren” ve 2. Dünya Savaşı sırasında İngiliz yolculuğuna katılan bir balıkçı teknesi olan “MK Heland” bulunmaktadır. Artık zaman dolmuş Alesund’a sonunda dönüyoruz. Kentte serbest zaman verilmişti. Eşimle kentte gezerken alışverişte yaptıktan sonra gemimize döndük. Gemimizin 18. katı neredeyse tüm şehre hakim manzarası ile Alesund’un mükemmel yapısal bütününe şahit olduk. Bol bol fotoğrafladık (iskele tarafı). Sancak tarafından da karla kaplı tepeler harikaydı.

Biraz da VİKİNGLERden bahsedelim. “Vikingler” ya da “Norslar” İskandinavyalı korsan ve tüccarlar kavimlerindendir. Aslında Viking veya Nors bir millet adı değildir. Danlara, Norveçlilere, İsveçlilere ve diğer İskandinavları (Kuzey Cermenleri) kim olduklarına bakmaksızın verilen isimdir. Bu adlandırma eski Norsçadaki “Vikingr” (yağmacı) sözünden gelir ve Viking Çağı boyunca tüm Kuzey Cermenleri bu adla anılmıştır. Vikingler ‘in ataları Antik Cermen hakları, konuştukları diller ise Cermen dil ailesine bağlı İskandinav dilleridir. Vikingler ömürlerinin büyük bir kısmını denizde geçirmiş olan savaşçı bir halktır. 8.- 11. yüzyıllar arasında kuzeybatı Avrupa’da birçok yeri ele geçirmişlerdir.

Viking akınları ile birlikte birçok manastır yok olmuştur. Olaya tanıklık eden ve hayatta kalarak Avrupa’nın çeşitli bölgelerine dağıtan keşişlerin dramatik ve trajik anlatımları, yüzyıllarca sürecek bir Viking korkusu ve düşmanlığı yaratmıştır. Vikingleri kaba, ilkel, medeniyetten uzak bir kavim olarak betimlemişlerdir. Bu anlatımların etkisiyle, Avrupalıların Viking kültürüne uzun süre kayıtsız kaldıkları anlaşılmaktadır. Göçebe ve savaşçı bir kavim olan Vikinglerin yazılı geleneği olmayışı, kültür izlerinin sürülmesini güçleştirmektedir. Yazılı kaynakların zayıflığına ve batılı kaynaklardaki olumsuz Viking imajına karşılık, arkeolojik veriler, incelikle bir Viking maddi kültürünün varlığına işaret etmektedir. Sanılanın aksine Vikingler başlarına boynuzlu ya da kanatlı kaslar takmamıştır.

Grubumuzla birlikte akşam yemeğimizi aldıktan sonra, tiyatrodaki etkinliğe gittik. Tiyatro sonrası 15. katta çay sohbeti sonrası kameralarımıza çekildik. Yarın erken kalkacağız. Hornindal Gölü ve Geiranger Fiyortu gezimiz var.