Dolar 42,6030
Euro 49,6180
Altın 5.759,60
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 13°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
13°C
Hafif Yağmurlu
Per 11°C
Cum 14°C
Cts 13°C
Paz 12°C

2 Milyon Çocuk Devlet Eliyle İşçileştirildi

10 Aralık 2025 19:39

Eski adı “Çıraklık Eğitim Merkezi“ olan MESEM (Mesleki Eğitim Merkezi), Millî Eğitim Bakanlığı ile özel sektörün birlikte yürüttüğü, öğrencilerin haftada bir gün okulda eğitim alıp dört gün iş yerlerinde çalıştığı ikili bir sistem olarak tasarlanmıştır. “İş başında eğitim” yaklaşımını savunan, 14 yaştan başlayarak çocukları kayıtlı ancak güvencesiz şekilde iş gücü piyasasına zorlayan model; çocukların eğitim haklarını yok saymanın yanı sıra, onların bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal gelişmelerini de tehdit eden bir uygulamaya dönüşmüştür.

Sedat Kurt, çalıştığı inşaatta kalıp çökmesi sonucu enkaz altında kalarak 15 yaşında yaşamını yitirdi. Arda Tombul, kafası saç büküm makinesine sıkışarak 14 yaşında hayattan koparıldı. Şanlıurfa’da 16 yaşındaki Alperen Uygun çalıştığı şantiyede asansör boşluğuna düşerek aramızdan ayrıldı. Muhammet Kendirci, kompresörle işkence edilerek katledildi. 16 yaşındaki Eren Dağ, Konya’nın Karapınar ilçesinde kuyu açmak için yapılan sondaj çalışması sırasında elektrik akımına kapılarak aramızdan ayrıldı. Artık aramızda değiller. Bunlar basına sızanlar ve isimlerini hiç öğrenemediğimiz yüzlerce çocuk…

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katıldığı “Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi”nde yapılan MESEM protestoları dikkat çekti. Türkiye İşçi Partisi gençlerinin “MESEM tarihe karışacak! Gençler özgürlüğüne kavuşacak!” başlığıyla yaptığı eylemde 16 öğrenci tutuklandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de çocuk işçiliğinin arttığını gösteriyor. 15–17 yaş arasındaki çocukların iş gücüne katılma oranı, 2020’de %16,2 iken 2023 yılına gelindiğinde %22,1 ile son yılların zirvesine çıktı. İş gücüne katılma oranı erkek çocuklar için %32,2, kız çocuklar için %11,5 olarak kaydedildi. Ülkemizde çırak ve stajyerlik adı altında 2 milyon çocuk devlet eliyle işçileştirildi. Koşup oynaması, derslerinden başka derdi olmaması gereken bu çocuklar inşaatlarda, tarlalarda, fabrikalarda çalışırken can veriyorlar. Çocuklarımız ölürken Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin koltuğunda oturuyor, istifa aklının ucundan geçmiyor. Bakan “253.000 işletme incelendi” diyor ama yalnızca kasım ayında 13 çocuk işçi öldü. Bu çocukların gelecekte başka bir meslek seçme hakları da ellerinden alındı. Çünkü çocuklarımız okullarda olmak yerine ağır işlerde, sanayide çalıştırılıyor… Sermayenin çıkarları uğruna çocuk ölümlerini de normalleştirdiler. Tepki göstermek, protesto etmek suç sayılmakta; çocukların ölümlerine neden olanlar dokunulmazlık zırhıyla korunmaya devam etmektedir.

MESEM’de çalışan bir öğretmenin anlattıkları da çok dikkat çekicidir. MESEM’lerin okul kontrolünde olmadığını ve çocukların zamanlarının çoğunu inşaatlarda, sanayide geçirdiğini vurgulayarak, verilen ücretlerin uygulamayı teşvik anlamına geldiğini belirtiyor. Ayrıca çocukların büyük bir kısmı diploma almak için geliyor. Bunların içinde doğru düzgün okuma yazma bilmeyen öğrenciler de var. Bu çocuklar “nasıl olsa okumadan, ders görmeden mezun olacağız” düşüncesiyle geliyor. Küçük işletmelerin de kuralsız olduğunu savunan öğretmen, çocukların geri döndüklerinde gece saatlerine kadar çalıştıklarını görüyoruz diyor. Eğitimci yetersizliği nedeniyle çocukların çoğu zaman yalnızca kültür derslerini aldığını ifade etti.

Bir eğitimci olarak ezcümle diyorum ki: Eğitim ortamının yerine iş yeri ile değiştiren, sınıfsal eşitsizlikleri derinleştiren, çocukları ihmal ve istismar riskine açık hâle getiren MESEM’ler kaldırılmalı; çocuk işçiliği ile mücadele kararlı bir şekilde sürdürülmeli; çocuk işçiliği tamamen yasaklanmalıdır. Eğitim politikalarında çocuğun üstün yararı, katılım hakkı ve gelişim potansiyeli esas alınmalıdır. Çocukların örgün eğitim dışına çıkmasına neden olan bütün bireysel, toplumsal ve ekonomik sorunlar ortadan kaldırılmalı; herkesin eşit ve özgürce, akıl ve bilime dayalı eğitim olanaklarına kavuşması sağlanmalıdır.

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.