Dolar 42,7022
Euro 50,1742
Altın 5.963,54
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 12°C
Az Bulutlu
Sinop
12°C
Az Bulutlu
Pts 10°C
Sal 9°C
Çar 12°C
Per 13°C

Rus Donanmasının Sinop Baskını

30 Kasım 2025 11:47

28 Kasım 2023 Salı günü Sinop’da, özellikle kamu binalarındaki büyük Türk bayrakları ve Ata’mızın dev resimlerini gördüğümüzde eşim: “Bayram değil ama özel bir gün mü?” sorusunun yanıtının “30 Ekim Sinop Baskını”nın anma günü olduğunu hatırladık. Bu günü unutmam mümkün değildir. 20 Mayıs 2015 (Baltık ülkeleri gezimiz) günü Petersburg (Rusya) “Peterhof Sarayı” müzesine girişimizdeki ilk oda “Çeşme Salonu” odası olarak da adlandırılıyor, duvarlardaki yağlı boya tablolar Çeşme ve Sinop baskınını betimleyen tablolardı. Buruk ve üzüntülü bir şekilde izledik. Ülkeye dönüşümde bu konu ile ne kadar doküman bulabildiysem okumuş Ayancık yerel gazetelerinden Doğuş Gazetesi’ne de köşe yazısı olarak yazmıştım.

 Bu günü unut­mam müm­kün de­ğil­dir. 20 Mayıs 2015 (Bal­tık ül­ke­le­ri ge­zi­miz) günü Pe­ters­burg (Rusya) “Pe­ter­hof Sa­ra­yı” mü­ze­si­ne gi­ri­şi­miz­de­ki ilk oda “Çeşme Sa­lo­nu” odası ola­rak da ad­lan­dı­rı­lı­yor, du­var­lar­da­ki yağlı boya tab­lo­lar Çeşme ve Sinop bas­kı­nı­nı be­tim­le­yen tab­lo­lar­dı. Buruk ve üzün­tü­lü bir şe­kil­de iz­le­dik. Ül­ke­ye dö­nü­şüm­de bu konu ile ne kadar do­kü­man bu­la­bil­diy­sem oku­muş köşe ya­zı­sı ola­rak yaz­mış­tım.

Tarih sa­de­ce zafer ve ba­şa­rı­lar­dan iba­ret de­ğil­dir. Ta­ri­hi­miz­de ders çı­ka­rıl­ma­sı ge­re­ken İne­bah­tı, Çeşme ve No­val­din’de do­nan­ma­mı­zın yı­kıl­ma­sı gibi ye­nil­gi­ler var­dır. 167 yıl önce 1853 yı­lı­nın soğuk bir kış gü­nün­de Sinop’da çok acı ya­şan­mış­tır. On bini üze­rin­de mü­ret­te­ba­tın bu­lun­du­ğu Rus fi­lo­su Sinop’u adeta bir ce­hen­ne­me çe­vir­miş yedi yel­ken­li fir­ka­teyn, üç yel­ken­li kar­net ve iki bu­har­lı va­pur­dan olu­şan Os­man­lı fi­lo­su­nun tümü imha ol­muş­tur. Filo ko­mu­ta­nı Ko­ra­mi­ral Osman Paşa esir düş­müş, yar­dım­cı­sı Tü­ma­mi­ral Hü­se­yin Paşa şehit ol­muş­tur. Bin­ler­ce kişi de savaş ku­ral­la­rı dı­şın­da za­lim­ce kat­le­dil­miş­tir. Sinop Bas­kı­nı dünya deniz sa­vaş­la­rı ta­ri­hin­de yel­ken­li ahşap ge­mi­le­rin rol al­dı­ğı son çar­pış­ma, gülle ye­ri­ne pat­la­yı­cı mer­mi­le­rin kul­la­nıl­dı­ğı ilk çar­pış­ma ola­rak ta­rih­te yer al­mış­tır. Ka­ra­de­niz’in tek doğal li­ma­nı Sinop’a sı­ğı­nan Os­man­lı Do­nan­ma­sı­na; tek­nik do­na­nı­mı güçlü, savaş gücü yük­sek, mü­ret­te­bat ola­rak da sa­yı­ca üstün Rus Do­nan­ma­sı­na, son ge­mi­si yerle bir olun­ca­ya kadar mü­ca­de­le ve­re­rek 2800’ün üze­rin­de şehit ver­miş­tir.

Deniz ta­rih­çi­si Ayan­cık’lı de­ğer­li bü­yü­ğüm emek­li deniz al­ba­yı Dr. Nejat Ta­rak­çı’nın “Sinop Bas­kı­nı­nın Bi­lin­me­yen­le­ri” baş­lık­lı ya­zı­sı­nın bir bö­lü­mün­de; Os­man­lı Hü­kü­me­ti du­ru­mu ye­rin­de gör­mek için İngi­liz ve Fran­sız ge­mi­le­ri­ni gön­der­miş İngi­liz ge­mi­si ami­ral­le­rin­den “slade” ka­le­min­den ya­zı­lan man­za­ra; Kör­fe­zin kı­yı­sı ge­mi­le­rin en­ka­zı ve bin­ler­ce ölüy­le do­luy­du. Her şey dar­ma­da­ğın ol­muş­tu. Tek bir direk dik dur­mu­yor­du, tek bir ke­res­te sağ­lam kal­ma­mış­tı. Sinop ka­sa­ba­sı­nın her ta­ra­fı harap kar­ma­ka­rı­şık­tı. Rus filo ko­mu­ta­nı dâhil beş subay ve yüz elli eri esir al­mış­lar­dı. Ka­sa­ba­ya dön­müş olan vali Hü­se­yin Paşa ken­di­ni mazur gös­ter­me­ye ça­lı­şı­yor­du. (Rus­lar li­ma­na yak­laş­tı­ğın­da şe­hir­den kaçıp ar­ka­sı­na bile bak­ma­dan ön dört saat uzak­lı­ğa at sür­müş.) Müs­lü­man Ma­hal­le­si ta­ma­men mah­vol­muş­tu. Kaçan su­bay­lar Sinop’ta kal­mış ol­sa­lar­dı ya­ra­lı­la­rı top­la­ya­bi­lir, bir kıs­mı­nı top­la­ya­bi­lir ve şe­hit­le­ri­ne sahip çı­ka­bi­lir­ler­di. Fı­rın­lar ka­pa­lıy­dı, yi­yecek bu­lun­mu­yor­du. Ge­li­şi­miz biraz nizam duy­gu­su verdi. Ka­sa­ba­nın köşe bu­ca­ğın­da­ki on üç Os­man­lı su­ba­yı ile yüz yirmi eri top­la­dık. Bun­la­rı ya­pa­ca­ğı­mız iş­ler­de kul­lan­ma­ya baş­la­dık. İlk işi­miz ya­ra­lı­la­ra bak­mak ol­muş­tu. Kah­ve­ha­ne­ler­de ya­ra­lı ve azap için­de yüz­den fazla er bul­duk. Bir kısmı can çe­ki­şi­yor­du. Yanan Os­man­lı Fi­lo­sun­dan kur­tul­muş iki cer­rah biri Po­lon­ya­lı di­ğe­ri Er­me­ni bun­la­ra ba­kı­yor­du. İlaç yoktu, sargı yoktu. Za­val­lı deniz er­le­ri yat­tık­la­rı yer­den beni gö­rün­ce se­vi­ni­yor­lar­dı ve “Hoş gel­din baba, şimdi kur­tul­duk!” di­yor­lar­dı. (Türk Deniz Kuv­vet­le­ri ge­le­ne­ğin­de erler ko­mu­tan­la­rı­nı baba ola­rak gö­rür­ler) İngi­liz ve Fran­sız ge­mi­le­ri­nin dok­tor­la­rı ve cer­rah­la­rı işe ko­yul­du­lar. Bir­ço­ğu­nun kol­la­rı­nı ve ba­cak­la­rı­nı kes­ti­ler. Bizim Sinop’a gel­di­ği­mi­zi du­yun­ca et­raf­ta­ki köy­ler­den de ya­ra­lı­lar ge­ti­ril­di. İki Os­man­lı dok­to­ru ile iki Os­man­lı deniz su­ba­yı ve on eri Sinop’ta bı­rak­tık. Lazım olan alet­le­ri, sar­gı­la­rı ilaç­la­rı da ver­dik. Yola da­ya­na­bi­lecek bazı ya­ra­lı­la­rı ge­mi­le­re ala­rak İstan­bu­la’a dön­dük. Top­ha­ne önüne ge­lin­di­ğin­de Ba­bı­ali’den bir haber geldi. Hal­kın gör­me­me­si için ka­ran­lık ba­sın­ca­ya kadar ya­ra­lı­lar ge­mi­den çı­ka­rıl­ma­ya­cak­tı.”

Rus tarih ya­zı­mın­da “Sinop Bas­kı­nı”; Ne­ti­ce ola­rak, Rus ta­rih­çi­le­ri­nin bir kısmı, Os­man­lı Dev­le­ti’nin Kaf­kas­ya’da Rusya aley­hi­ne kış­kırt­ma­lar yap­tı­ğı­nı; Sinop Mu­ha­re­be­si ile buna mani olun­du­ğu­nu be­lir­tir­ken bir kısmı da İngi­liz­le­rin sa­va­şa gir­mek için bu mu­ha­re­be­yi plan­lı ola­rak yap­tır­dı­ğı­nı iddia et­mek­te­dir. Hep­si­nin ortak nok­ta­sı ise No­hi­mov ve as­ker­le­ri­nin ba­şa­rı­sı­nı tak­dir et­me­le­ri­dir. Osman Paşa’nın büyük bir tak­tik ha­ta­sı yap­tı­ğı, Os­man­lı hü­kü­me­ti­ninİngi­liz­le­rin te­si­rin­de ka­la­rak yar­dım gön­der­me­di­ği, esa­sen Kırım Harbi’nin sa­de­ce İngi­liz ve Fran­sız­la­rın çı­ka­rı­na ol­du­ğu­nu vur­gu­la­mak­ta­dır. Sa­va­şın de­tay­la­rın­da ise, ge­mi­le­rin is­ti­ka­met ve yük­le­ri, şehit Os­man­lı er­le­rin sa­yı­sı, Sinop şeh­ri­nin yı­kıl­ma­sı, de­ni­ze düşen as­ker­le­rin üze­rin­de yağlı pa­çav­ra­lar atıl­ma­sı Adolf Slade’in kaç­ma­sı gibi hu­sus­lar­da Türk ta­rih­çi­ler ve Rus ta­rih­çi­le­ri ara­sın­da fark anı­sı­na ya­pı­lan anıt­ta (Sinop Deniz Şe­hit­le­ri Anıtı) ya­tan­lar; doğru dü­rüst eği­tim al­ma­dan as­ke­re alın­mış, Gi­re­sun’dan, Bey­rut’tan, Ru­me­li’den, Ana­do­lu’dan mem­le­ke­tin her kö­şe­sin­den idi­ler. Mem­le­ke­ti için, Sinop için can ver­di­ler. Nü­fus­la­rı nere olur­sa olsun artık Sinop’lu­dur­lar. On­la­rı rah­met­le anı­yo­rum ruh­la­rı şad olsun.

Sevgi ile kalın

YORUMLAR


  1. ERDEM ELBÜKEN dedi ki:

    Hocam yazınızı okudum , kaleminize sağlık . Bu yaşanan hadise çok acı verici. Osmanlı Hükümetinin basiretsiz ve aciz kaldığı zamanların halkın neler yaşadığının kötü bir dönemi olmuş.Sinop Şehri bu saldırıyı tüm ülkeye anlatacak ve dikkatini çekecek bir anma töreni düzenlemesini arzu ediyorum. Saygılarımla tekrar kaleminize sağlık Hocam…