Ayancık Lisesi 1975 Mezunlarının 50. Yıl Buluşması
Yüreğimden damlayan Ayancık anıları…
Ayancık Lisesi’nin Edebiyat Bölümü’nden 1975 yılının haziran ayında mezun olduk. Aradan tam yarım asır, yani 50 yıl geçmiş. Dile kolay. Neredeyse bir ömür. Ama göz açıp kapayıncaya kadar uçuşup gidivermiş seneler.
Lise birden ikiye geçince, çoğu arkadaşım gibi Fen bölümünü seçmiştim. Sınıfımız çok kalabalıktı. Her sırada üçer arkadaş oturuyorduk. Müdür yardımcımız Ercan bey (Sesver), sınıfımızın çok kalabalık olduğunu, oysa edebiyat bölümünün 16 kişi olduğunu ve isteyenlerin edebiyat bölümüne geçebileceğini söyledi.
Öğretmenimin bu çağrısına uyarak Ayancık Lisesi 5 Edebiyat bölümüne geçtim. İyi ki de geçmişim. Her ders bir sınav, her ders bir söyleşi ve bilgi alışverişi şeklinde geçti. 17 arkadaş, 17 sıkı dosta dönüştük. Her ders yazılı ve sözlü sınav varmış gibi çalıştık ve öğrendik.
Hem birbirimizle, hem de öğretmenlerimizle çok sıkı bağlar kurduk. Sınıfımızda hem 5. hem de 6. sınıftan tek teşekkür belgeli öğrenci olarak mezun oldum. Bu yıllar hayatımın en güzel, en renkli, en yoğun günleriydi.
Lise eğitimim sırasında ayrıca Ayancık Gazetesi ve Matbaası’nda çalışıyor, gazetenin hem dizgi ve basımını, hem dağıtımını yapıyor, muhabir ve yazarı olarak da heber ve makaleler yazıyordum. Bu arada fabrika sinemasında haftanın belirli günlerinde çay ocağında İlyas amcanın yanında garson olarak çalışıyordum.
Ömer Kalafat’la (İmam) hayatımız hep birlikte geçti. Aynı iş yerini paylaştık uzun zaman. Ailece görüşmemizi sürdürdük. Rafet Kaya ile Cağaloğlu ve Ayancık günlerimizde sık sık beraberdik. Ruhi Selçuk) Övet ile de görüştük arada bir. Nejat Sarısoy’la, Sabriye Sarısoy’la, Ümran Sarı, Güzin Gelişli, Yaşar Gürleyen, Hative Ertuğrul ve Saadet Çalışkan’la Ayancık’a gittiğimde karşılaştık ara sıra. Ama arkadaşım Sabriye’nin zamansız acı kaybı içimizi çok acıttı.
Ayancık Lisesi 1975 mezunları, 1985 yılında, yani onuncu yılda Ayancık Lisesi bahçesinde buluştu. Ama ben katılamadım. Bu yıl da 50. yılı. Yine ben çok uzaklarda olacağım. Küçük bir barınağa sığınmış, rüzgarını bekleyen emektar bir yelkenli gibiyim. Oysa burası Poseidon’un ana vatanı. Rüzgarsız, fırtınasız bir günü yok sayılır. Ama bu deli rüzgar, yelkenlerimi şişirmek yerine, beni barınağıma hapsetti. Elimi kolumu bağladı. Bazen çok istedikleriniz hep avucunuzun içinden kayıp gidiverir. Benim de öyle. Oysa belki yolda görsem tanıyamayacağım arkadaşlarımla elli yıl sonra buluşmak, bir arada olmak, Ayancık ve Ayancık Lisesi’ni solumak ne güzel olacaktı.
Gözleri yumdum. Ayancık Lisesi’nin bahçesinde, neredeyse elli yıldır görmediğim arkadaşlarımı hayal etmeye çalışıyordum. Ama eşim mutfakta sızlanmaya başladı. Mutfak tezgahına bir çay kaşığı kadar kuru çay dökülmüş. Ne büyük sorun. Hepsi benim suçum!
Kimsenin sızlanmasının ulaşamayacağı bir yer bulup, cumartesi günü gözlerimi yumarak, Ayancık Lisesi’nin bahçesinde buluşan arkadaşlarımın yanına uçuşacağım. Umarım beni aralarında ve kalplerinde hissederler.
Umudum mezuniyetimizin 100. yılında Ayancık Lisesi’nin bahçesinde arkadaşlarımla buluşabilmek. Selam ve sevgilerimle…
Turan Gökmenoğlu
Babakale, 17.07.2025

Ayancık Lisesi Okulumuz

Ayancık Lisesi 1975 Mezunları

Ayancık Lisesi Öğretmenlerimle

Ayancık Lisesi Öğretmenlerim Toplu Halde

Ayancık Lisesi Öğretmenlerim

Ayancık Lisesi 6. Edebiyat Sınıfı Arkadaşlarımla (Seyhan Fen Bölümünden)

Ayancık Lisesi 6. Edebiyat Sınıfı Arkadaşlarımla (Seyhan Fen Bölümünden)