Dolar 34,2398
Euro 37,6309
Altın 2.920,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 26°C
Açık
Sinop
26°C
Açık
Paz 24°C
Pts 23°C
Sal 23°C
Çar 24°C

Sayın Vekil Sen Haddini Bileceksin

6 Şubat 2013 18:16

Erdoğan Erkaymaz

Demokratik ülkelerde milletvekili, genel seçimlerde seçilerek parlamentoda, halkı temsil hakkı kazanan kişidir. Milletvekilleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün milleti temsil ederler. Milletvekillerinin söylemleri, yaşam biçimleri ve davranışları birbirine uyumlu olmalıdır.

Sırrı sakık Kafkas ve Balkan göçmenleri vatandaşlarımıza “Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler kendilerini bu ülkenin sahibi sanmasın” söylemi; ülkemizdeki Kafkas ve Balkan göçmenlerini derinden üzmüş ve yaralamıştır. Şimdi bu sayın milletvekiline ne demeli? Söylemi gaf bile değil… Gerçi bu sayın milletvekili Twitter’den “Sözlerimin maksadını aştığını düşünerek incinen her kim varsa özür dilerim” mesajını atsa da olmamıştır. Milletvekiline yakışmamıştır.

Bu söylemine CHP grup başkanı Emine Ülker Tarhan, yaptığı eleştirisinde “Meclis kürsüsünün böylesine iğrenç, utanmaz, ahlaksızca ifadelerle işgal edilmesini kınıyorum. Bir tek şey söyledi ‘Hiç kimsenin bir halka hakaret etme hakkı yok’ dedi. Çok doğru söz ama Anadolu coğrafyasına dünyanın her yerinden kopup gelmiş, bir arada olmak ve kaynaşmak için gelmiş sayısız halka hakaret ettiniz” demiştir.

İstanbul Kafkas Derneği’nden yapılan açıklamada gaf olarak değerlendirdiklerini ve “Tarihi süreç içerisinde, birtakım olaylara dayanarak bir ulusu başka bir ulusun üzerine çıkartmak, hatta yermek, aşağılamak tasvip ettiğimiz bir yaklaşım olamaz. Etnik meseleler konusunda önde olan bir partinin bir milletvekilinin böyle bir söylemde bulunmasını talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Bu çıkıştan tabii bizde olumsuz etkilendik” demiştir.

Sayın milletvekilinin Boşnakların ve Kafkas kökenlilerin sonradan geldiğini ve bu topraklarda haklarının olmadığını söylemesinin üzerine daha sonra özür dilemesi bir olgunluk ve erdemli davranıştır. Ama şunu da iyi bilmelidir; Balkanlardan ve kafkaslardan gelenler ne büyük acılarla bu ülkeye sürgün edilmişler ve göçmüşlerdir. Sanırım bu sayın milletvekili bununda bilincindedir. Üstelik bu insanlar bu ülkeye geldikleri günden bu yana bağlıdırlar. Ne bölmek gibi bir dertleri vardır, nede terk etmek gibi…

Sayın vekil tarihi de iyi okursa; Kafkas kökenli biri olarak (Ata vatanım Abhazya, ana vatanım Türkiye) Kafkas halklarının sürgün edilmesi ve göçe zorlanmasına neden olan 16. yy ve 20. yy arasında Osmanlı İmparatorluğu ve Rus İmparatorluğu arasındaki savaşlardır. Bu savaşlar sırasında Kafkasya giderek önem kazanmıştır. Özellikle Osmanlıların etkinliğini yitirmeye başladığı 1768-1774 savaşından sonra Rusya elde ettiği toprakları muhafaza için ‘düşman’, ‘yabancı unsur’ ve ‘Osmanlı dostu’ olarak gördüğü bölge halklarına yönelik ayrımcı politika izleyerek milyonlarca insanı kendi topraklarından sürmüştür. 1863-64 yıllarında sayıları yüz binler olan çerkes gruplar (Adige, abaza gibi) Osmanlı İmparatorluğu’na göç etmek zorunda kalmıştır.

Usta yazar Ali Sirmen “Bu ırkçılık değil mi?” başlıklı Cumhuriyet gazetesindeki yazısında “TBMM’de Sırrı Sakık’ın söylediği şu sözleri ve benzerlerini zinhar kullanmayın: Sonradan bu ülkeyi kendisine vatan edenler, ‘Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz!’ böyle sözleri söylememek gerek. Çünkü çağdaş ulus devletlerinde kıdemli yurttaş-kıdemsiz yurttaş ayrımı yoktur. Herkes eşittir. Sakık gibi bunun tersi ifadeler kullanılması da ırkçılığın dik alasıdır. Irkçılığa karşı olanlar eğer samimilerse, o kimden gelirse gelsin karşı çıkmalılar” diyor üstad. Ne demeli? Ağzına, kalemine sağlık.

Günümüzde; şirketler, devletlerin yerine geçmiş, teknoloji ve bilim almış başını yürümüş, insan değil malın menşeği önem kazanmış, kültürün, haberin, bilginin evrensel olduğu bu günlerde hala milliyetçilik adı altında ırkçılık yapanlar, kanından olmayandan nefretle yaklaşanlar, hep kendilerinin haklı olduklarını savunanlar, riyakarlar, iki yüzlüler, orta çağ baronlarının söyleyecek sözleri de bitmiştir düşüncesindeyim.

Sevgi ile kalın.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.