Dolar 34,2398
Euro 37,6309
Altın 2.920,13
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 25°C
Açık
Sinop
25°C
Açık
Cts 26°C
Paz 24°C
Pts 22°C
Sal 23°C

Seyis Sadettin Amcanın Hikayesi

14 Ocak 2019 15:03

Ayancık’ın Armutluyazı Köyünden Seyis Sadettin amcayı tanıyor musunuz? Hikayesini bizden dinleyin.

Değerli Ayancıklılar,

Bu akşam biraz kafamı dinliyeyim, gözlerimi dinlendireyim derken, biraz geçmişe gidip, arazi çalışmalarım sırasında tespit ettiğim bir anımı paylaşmak istedim. Beşeri coğrafyacıyız ya, “coğrafya elle değil ayakla yazılır” diyoruz ya, o kabil bir anı. Konumuz Sinop’un Ayancık ilçesi Armutluyazı köyünden Sadettin Amca.

Allah (CC) rahmet etsin, mekânı Cennet olsun. Armutluyazı’na kendisini ziyarete gittiğimde artık iyice ihtiyarlamış, iki büklüm olmuştu. Gözleri görmüyor (âmâ olmuş), ahşap evin küçük odasında pencerenin yanındaki yatakta oturur vaziyette son demlerini yaşıyor, çocuklarının (oğlu ve gelininin) şefkatli ellerinde gün sayıyordu.

Beni Sadettin amcaya götüren neydi derseniz?

1950’li yıllara ait Ayancık Orman İşletmesi Arşivi’nde bulunan (ve sonrasında yayınlanarak elden ele dolaşan) 90 fotoğraf içinde 3 fotoğraf var ki müthiş. Bu fotoğraflarda bir at ve bir insan var. Atın üzerindeki kişi (atın üzerinde olduğuna göre) işletme şefi diye biliniyor. Böyle iki fotoğraf var. Fakat aynı kişi başka bir fotoğrafta son derece resmî bir şekilde (tam görev adamı gibi) atın yularından tutuyor.

Bu adam kim diye merak ettim; dönemin işletme şeflerinden biri mi, yoksa seyis mi?

Biliyorsunuz dekovil hattında işletme müdürleri drezenle (benzinle çalışan motorlu demiryolu aracı; biz ona demiryolu taksisi diyelim) gidip geliyorlardı. Hattın dışında, orman içindeki ulaşım ise (denetleme, ziyaret ve gerekçeler için) at kullanılıyordu. Tabi binek aracı at olunca bir de seyis gerekiyordu. Sözü fazla uzatmayalım 1960’lara kadar orman içinde (demiryolu hattının dışında kalan her yerde) bölge şeflerinin makam aracı at idi.

Seyis Sadettin Amcanın Hikayesi

Atı tanıdık da, fotoğraflarda atın üzerindeki adam kim? Şef mi, seyis mi?

Ayancık’ta işletmede çalışanların takıldıkları kahvehanelere gittim, yaşlılara fotoğrafları gösterdim, araştırdım, soruşturdum. Sonunda buldum. Dediler ki bu adam Armutluyazı köyünden Sadettin; Çerkez Sadettin. (Çerkez ve at!; muhteşem ikili). Heyecanla sordum; Yaşıyor mu? Evet dediler, ama acele et!. Hasta, çok yaşlı ve ….

Arabama atladığım gibi çıktım Armutluyazı’na ve kendisini buldum. Sağolsunlar oğlu ve gelini güler yüzle karşıladılar, hem ikramda bulundular hem de Sadettin amca ile görüşmeme ve kayıt yapmama izin verdiler.

Bir yaz günüydü dışarısı yemyeşil, manzara muhteşem, ama Sadettin amca bunları görmüyor sadece ahşap pencerenin yukarı kalkmış aralığından gelen hafif rüzgâra kendini bırakmış yatağın içinde ayakları yorganın altında öylece duruyordu.

Seyis Sadettin Amcanın Hikayesi

Fotoğrafı anlattım, ne zaman çekildi, bu fotoğraftaki sen misin, yıl kaçtı, bölge şefi kimdi? Hepsine cevap verdi, ama biraz tarihler, biraz şeflerin sırası şaştı. Ama olsun. Fotoğraftaki oydu.

Görüşmenin tamamını anlatmayacağım. Ama bir hikayesi var ki anlatmadan geçemeyeceğim. Bu da Sadettin amcanın hikayesi olsun ve onu öyle hatırlayın.

1950’lerin başları, yer Kazköy Orman Bölge Şefliği. Ortadan dekovil hattı geçiyor. Hattın bir tarafında bölge şefinin lojmanı, karşı tarafta ise atların ahırı. Bölge şefinin evinde çalışan bir hizmetli var, işleri o yapıyor.

O dönemde bölge şefi olmak ormanın kralı demek, bu durumda şefin hanımı da ormanın kraliçesi. Bir sabah bölge şefinin hanımı kalkıyor perdeleri açıyor, gayriihtiyari karşıdaki ahır gözüne ilişiyor. Tabi gözler faltaşı gibi açılıyor. Hemen yarı uykulu, yarı uyanık bölge şefi kocasını dürterek kaldırıyor; “adam adam kalk, çabuk kalk, bak, bak”. Adam gözlerini ovuşturarak karısının gösterdiği yere bakıyor. Baktıkları yer her zamanki ahır. Peki dikkati çeken ne? Sıkı durun seyis sabah kalkmış ilk iş atların kaldığı ahırın camlarını siliyor. Evet şef ve karısı hayran hayran ahıra bakıyorlar. Tabi hayran oldukları ahır değil, ahırın kırık dökük camlarını temizleyen, silen, pırıl pırıl yapan seyis. Şefin hanımı diyor ki: “Herif herif, derhal bizim müstahdemi gönderiyorsun, ahırdaki seyisi bizim eve hizmetli alıyorsun. Hale bak! Bizim hizmetli şefin evini süpürmeye üşeniyor, karşıdaki seyis atların kaldığı ahırın camlarını siliyor”.

Böylece Seyis Sadettin o dönem Kazköy Bölge Şefinin lojmanında işe başlıyor. Şef onun bu titizliğini ve atlara düşkünlüğüne hayran oluyor ve kendi yanına alıyor.

Fotoğraflara tekrar bakın bakalım. İşini iyi yapmak, severek yapmak neymiş bir görün.

Kalın sağlıcakla.

Seyis Sadettin Amcanın Hikayesi

YORUMLAR

  1. Turan Gökmenoğlu dedi ki:

    Bu güzel anıyı bize aktardığınız için teşekkürler Cevdet bey. İşini en iyi yapan herkes başımızın tacıdır. Seyis Sadettin Amca’yı rahmetle anıyorum. Selam ve sevgiler…