Özgürlük, gazeteciliğin oksijenidir
Gazeteciliğin temel kuralı gerçekleri yazmak, halkın haber alma hakkına saygı duymak ve tarafsız olmaktır.
Gazeteciliğin temel kuralı gerçekleri yazmak, halkın haber alma hakkına saygı duymak ve tarafsız olmaktır. Ülkemiz de gazetecilik yapma cesaret istiyor. En basit haberciliği bile tahammül edilmiyor. Gerçeklerin değil ülkeyi yönetenlerin izin verdiği kadarının yazılmasını istiyorlar. Aksi halde yaptığınız işiniz tehlikeli bir hale dönüşüyor. Gazetecilik yapanlar günümüzde bir şeyleri göze almak durumundadır.
Özgür basının temsilcileri, yazdıkları gerçek haberlerle karanlık odakların kabusu olurken halkında sevgilisi oluyor. Gazetecinin kalemini silah görüp korkarlar. Elinde bomba olandan korkmazlar kalemden korktukları kadar… Gazeteci olmak gerçekleri yazmaktır hiç kimseden, zümreden korkmadan. Bilinen söz gibi; Herkes Krala “Ne güzel giyinmişsiniz” derken “Kral Çıplak” der gazeteciler.
Gerçekleri görmekten ve duymaktan korkanlar, gerçeklerle yüzleşemeyen, cesaret edemeyenler yürürler gazeteciler üzerine. Gerçek gazeteci, Cehaletin karanlığında mutlu yaşayan cahil kalabalığa aydınlığı gösterebilendir. Emeğin, emekçinin yanında olduğu için kapitalist baronların tehditlerine maruz kalmaktır. Madencinin ölümüne “Fıtrat” demeyip işçinin hakkını aradığı için hainlikle suçlanmaktır. Laikliği savunduğu için dinsiz ilan edilendir gerçek gazeteciler.
Ülkemizde bu gün gazetecilik, hedef gösterilerek sözlü ve fiziksel şiddete uğrama, gözaltına alınma, tutuklanma riski en yüksek meslektir. Gazeteciler “terörist, darbeci, casus” diye nitelendirilerek hemen göz altına alınıyor, tutuklanıyor. Basının özgür olmadığı bir yerde, demokrasiden, özgürlüklerden söz edilmek mümkün mü? Bu yüzden gazeteci olmak ve gazeteci kalabilmek giderek zorlaşmaktadır.
Gazeteciler toplumun gözü, kulağı, konuşan dilidir; Halkın yükselen sesidir. Her biri toplumumuzu aydınlatmak, gerçekten demokratik bir toplum yapısının oluşumuna katkı sağlamak, emperyal sömürüye karşı bu toplumun refleksini yükseltmek için büyük bedel ödemiş insanlardır gazeteciler. Cumhuriyet yöneticileri sürekli kuruluşundan bu yana kuşkuyla bakmıştır gazetecilere… Konuşan, okuyan yazan toplumdan korkmamalılar yönetenler.
Bu hafta Meclis Genel Kuruluna gelmiş geçmiş bütün sansür uygulamalarına aratacak bir yasa değişikliği geliyor. Değişiklikler geçen hafta meclis komisyonlarında görüşüldü. Gazeteci örgütlerin bastırması ile bazı düzeltmeler yapıldı ama bunların hiç biri sansür ve baskıyı azaltacak cinsten değil… Bu yasaya göre “İktidarı ve icraatını övmek serbest… Bunun dışındakiler suçtur!
Kalemine, yüreğine sağlık köylüm. Yazarken; bunları yazdım ama başım belaya girer mi? Mevcut statümü kaybeder miyim? gibi soruları soranlar ve kabus görenler bu işi yapamazlar. Onlara tavsiyemiz kalemlerini bıraksınlar… Yoksa ruh sağlıkları bozulabilir…
Çok güzel yazıyorsun. Takip ediyorum…
Sevgiyle kal. Kalemin daim olsun…