‘Her İle Üniversite’ Çöktü
Bir buçuk- iki yıldır Covid-19 sürecinde öğrencilerimiz yeterli eğitim alamamışlardı.
2021 YKS sınav sonuçları açıklandığında sonuç, tek kelimeyle eğitim sistemimizin ‘sıfır’ çekmesi idi. 12 yıllık eğitim karnemiz ortaya çıktığında; sınava giren adaylardan 217 bin 504’ü matematikte ve 312 bin öğrencimiz de fen bilgisi dersinde sıfır çekmişti. Barajı geçen aday sayısı 2020 yılına göre 500 bin kişi düştü. 1 milyon aday sınavın ilk aşaması TYT’ de bile baraj altında kalmıştı. Adayların 12 yıl eğitim gördükleri anadilleri Türkçede bile 40 soruda doğru çözme ortalaması 18.4’te kalmıştı. Baraj puanı 180’ii geçen aday sayısı sözle bölümünde 565 bin 808, sayısal bölüm de 390 bin 132, eşit ağırlıkta 587 bin 678, dil puanında 70 bin 842 oldu. Yine sınavın ilk aşaması TYT’de 150 puan barajını 1 milyon 657 bin 539 aday geçti. 2.6 milyon adayın girdiği sınavda 1 milyona yakın aday 150 puan alamayarak baraj altı kalmıştı. Sonuç çok trajik olarak eğitim sistemimiz sınıfta kaldı.
Peki, ÖSYM YKS yerleştirme sonuçlarını açıkladıktan sonra ne mi oldu? Barajı düşürmelerine rağmen acı gerçeklerden kaçınılamadı. 1280 bölümü tercih eden öğrenci sayısı 102un altında kaldı. 169 bölüm hiç tercih edilmedi. Son yıllarda olduğu gibi mühendislik bölümlerinde boş kalan bölümler oldukça fazla. Mimarlık bölümü az tercih edilen ya da tercih edilmeyen bölümler arasında yer aldı. En çok göze çarpan ise hiç kimsenin tercih etmediği bölümler arasında moleküler biyoloji ve genetik var. Felsefe ise hiç kimsenin yerleşmediği bölümler arasında… Sonuç mu? İktidarın ‘Her ile Üniversite’ politikasının çöküşü. Adıyaman, Amasya, Iğdır, Ardahan gibi illerdeki üniversitelerde oldukça fazla bölümün boş kalışı. Bu da gösteriyor ki iktidar sadece tabela üniversitesi açıyor.
Bir buçuk- iki yıldır Covid-19 sürecinde öğrencilerimiz yeterli eğitim alamamışlardı. Yine soruların geçmiş yıllara göre daha zor olduğu yazıldı-çizildi. Bir de hazırlanamayan öğrencilerimizin puanı düşecekti, ne yazık ki daha da düştü… Ülkemizin yerleşik üniversite kültürü olan ve ciddi eğitim kalitesine ulaşan üniversitelerimizde boş kontenjan olmadığı, Anadolu’da yeterli akademik kadrosu olmayan her ilde üniversite olsun mantığıyla, akşamdan sabaha dört duvar yaparak kurulmuş, donatıları gerçekleşmeyen, yurt ve sosyal yaşam düzeni kurulmayan üniversitelerde öğrenciler tarafından tercih edilmiyor. Ülkemizde 78’i vakıf 209’u kamu tarafından olmak üzere 287 üniversite bulunmaktadır. Yıllardır eğitim çok düşük düzeyde. Bir de üniversitelere daha az puanla öğrenci almak popülist yaklaşım değil de nedir?
Dindar nesil yaratma hayali de tutmadı! Üniversite tercihinde mühendislik ve öğretmenlik bölümlerinde de ciddi azalma oldu. İslami ilimler ve ilahiyat fakültelerinde de kontenjanlardaki düşüş ortada. Bunun yanında vakıf üniversiteleri de satabilecek bölümler açıyor. Ülkemizin uzun ve kısa vadede ihtiyaç analizleri yaparak hangi branşlarda kaç kişiye ihtiyaç olduğu belirlenerek buna göre kontenjanlar planlanmalı… Yıllardır kamuya atama bekleyen 400 binin üzerinde öğretmen varken, hala 40 bin öğretmen adayları fakültelere yerleştirilmeye çalışılıyor.
En azından bundan sonra açılacak fakülteler, yüksek okulların hangi sektörlere yönelik olacağına, gençlerin ve ülkemizin yaşam kalitesine ne oranda katkıda bulunacağına bakmak gerekmez mi? Yeni üniversiteler ve fakülteler, geleceğin mesleklerine yönelik açılmalı… İşsizler kervanına yeni mağdurlar kazandıracak ve mesleğin kalitesini dibe vuracaksa sorgulanmalıdır..! Siyasetin görevi halkın beklentilerini yerine getirmektir. Bu doğru olandır. Ama hiç olmazsa kurumlarına görevini yaptırarak, planlama yaparak açılan üniversitelerin içini de doldurmaları değil midir?
Sevgi ile kalın.
4 Eylül 2021
Erdoğan Erkaymaz