Dolar 42,0978
Euro 48,3195
Altın 5.376,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 18°C
Az Bulutlu
Sinop
18°C
Az Bulutlu
Per 18°C
Cum 18°C
Cts 18°C
Paz 17°C

Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm)

5 Kasım 2025 18:49

7. günümüzde (28 Eylül 2025 Çarşamba) Nara’ya doğru yola çıkmak üzere otobüsümüze biniyoruz. Nara, Japonya’nın Kii Yarımadası’ndaki Kensai Bölgesi’nde, Kyoto’nun güneyinde, Osaka’nın doğusunda, Yamato Ovası olarak bilinen bir bölgede yer almaktadır. Nara, Japon medeniyetinin kalbidir. Japon İmparatorluk Ailesi’nin kökleri buradadır. Budizm ilk olarak burada kök salmıştır. Nara Parkı’nda özgürce dolaşan geyikleriyle bilinse de Nara ve çevresi, aynı zamanda birçok UNESCO Dünya Mirası alanına, ulusal hazineye ve önemli kültürel varlıklara ev sahipliği yapmaktadır. Nara için “Japonya’nın saklı incisi” denmektedir. Hayvanseverlerin, doğayı sevenlerin, Şinto-Budizm kültürü ve mimarisine ilgi duyanların, Japon tarihini merak edenlerin mutlaka görmesi gereken bir yerdir.

İlk durağımız Nara Parkı. Burası doğal ortamda serbestçe dolaşan geyiklerin yoğun olduğu bir park. Turistler bol bol fotoğraf çekiyor. Geyiklerin size yanaşması için yerel yönetimin satışına izin verdiği “bisküvilerden” ikram ederseniz çevrenizde dolanıyorlar. Yalnız bir şeye dikkat etmeniz gerekiyor; veriyor gibi yapıp vermezseniz saldırganlaşıyorlar. Not almıştım, pirinçten yapılan bu krakerin adı “Shika-senbei.” Parkın çeşitli yerlerinde geleneksel çay evleri, atıştırmalıklar ve hediyelik eşya satan büfeler bulunuyor. Parkın en ünlü sakinleri olan geyikler, Tanrıların habercisi olarak gökyüzünden indiklerine inanıldığı için kimse tarafından dokunulmaz kabul edilmiş. Yabani olmalarına rağmen park içinde geçirdikleri 1300 yılda ehilleşmiş ve insana alışmışlar.

Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm)

Todai-ji Tapınağı’ndayız. 752 yılında yapılmış olan bu tapınak, Japonya’nın en önemli Budist tapınağıdır. Tapınak, dünyadaki en büyük bronz Buddha heykelini barındırmaktadır. Heykelin yüksekliği 15 metre, ağırlığı 400 tondur. Heykelin iki yanında koruyucu, oldukça ürkütücü görünümde 7 metre yüksekliğinde ahşap heykeller de dikkat çekmektedir. Buddha heykelinin burun deliği büyüklüğünde bir deliği olan popüler bir sütun vardır. Rivayete göre, bu delikten geçenlerin öbür dünyada aydınlanmaya kavuşacağı söylenir. Girişteki Nandaimon Kapısı’nda iki yanında savaş tanrıları Bishamonten ve Komokuten heykelleri yer almaktadır.

Otobüsümüze geçerken yoldaki rikşalar ve çekicilerin ayakkabıları dikkatimizi çekiyor. Rikşa, bir kişi tarafından çekilen ve en fazla iki yolcu taşıyan iki veya üç tekerlekli faytondur. Çekicinin ayakkabısı, toynağa benzer şekilde yapılmıştır. Parkta bekleyen otobüsümüze binerek açık büfe öğle yemeğimizi alacağımız, nehir kenarındaki büyük bir restorana geldik. Bize ayrılan bölümde Japon menüsünden oluşan açık büfeden ürünlerimizi alıp yedik.

Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm)

Japon yemekleri, dünyanın dört bir yanındaki birçok insanın kalbini ve midesini kazanmıştır. UNESCO tarafından kültürel miras olarak tescillenmiştir. Japon mutfağı; taze ve mevsimsel malzemelerle hazırlanmış, sade ama zengin lezzetlere sahip, estetik sunumlarıyla sağlıklı yemeklerin buluşma noktasıdır. Japonya’nın dört bir yanından, her damak zevkine hitap eden gelenekselden moderne uzanan bazı eşsiz yemekler arasında sushi, sashimi, ramen, tempura, udon, soba, yakitori, okonomiyaki, miso çorbası, mochi, monju, onigiri, gyoza, gohan ve Kobe bifteği bulunur.

Yemek sonrası restoranın hemen karşısındaki Katsura Nehri üzerindeki Togetsukyo Köprüsü’ne kısa bir gezi yaptık ve yerel giysili gençlerle fotoğraflar çektik. Ardından bambu ormanı arasından Kinkaku-ji (Altın Köşk) tapınağına doğru yola çıktık.

Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm)

Kinkaku-ji (Altın Köşk), üst iki katı altın varakla kaplı bir Zen tapınağıdır. Şogun Ashikaga Yoshimitsu’nun emeklilik villası olarak yapılmıştır. Büyük bir gölete bakan etkileyici bir yapıdır. 1950 yılında bir keşiş tarafından yakılmış, son olarak 1955 yılında yeniden inşa edilmiştir. Tapınakta her kat farklı bir mimari tarzı temsil eder. Birinci kat, Heian döneminde saray binaları için kullanılan “Shinden” tarzında; ikinci kat, samuray konutlarında kullanılan “Buke” tarzında; üçüncü ve en üst kat ise Çin Zen salonu tarzında inşa edilmiştir. 1994 yılı itibarıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır. Gezimiz sırasında bir öğrenci grubuyla karşılaştık. Rehberimiz aracılığıyla öğretmen olduğumu belirttim, kısa bir sohbetin ardından hatıra fotoğrafı çektirdik.

Kyoto şehir merkezine geliyoruz. Yasaka Tapınağı’nın yanında otobüsümüzden iniyoruz. Maruyama Parkı’ndayız. Çevrede yerel giysilerle gezen insanlar, tarihi taş köprü girişinde reklam çekimi yapan kadın ve erkekler turistlerin ilgisini çekiyor. Fotoğraf çeken kalabalıktan rahatsız olsalar da tepki göstermiyorlar. Park içinde gezimize devam ediyoruz. Nisan ayında kiraz ağaçları çiçek açtığında “hanami” adı verilen kiraz çiçeği izleme partileri yapılıyormuş. Kyoto’nun en popüler ve en kalabalık parklarından biri burası.

Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm)

Higashiyama Bölgesi’ndeyiz. Kyoto’nun doğu dağlarının eteklerinde yer alan bu bölge, şehrin en iyi korunmuş tarihi bölgelerinden biridir. Özellikle Kiyomizu-dera ve Yasaka Tapınağı arasında kalan dar sokakları, ahşap binaları ve geleneksel tüccar dükkânlarıyla eski başkent atmosferini yaşatır. Higashiyama sokakları, yüzyıllardır turistlere ve hacılara hizmet veren küçük dükkânlar, kafeler ve restoranlarla doludur. Genellikle geleneksel tasarımlarını korumuşlardır. Çömlek, tatlı, turşu, el sanatı ürünleri ve hediyelik eşyalar satılmaktadır. Yürüyüş yolumuz iki kilometre olup kalabalık nedeniyle yarım saatten fazla sürdü.

Hokan-ji Tapınağı’ndayız. İmparatorluk Prensi Shotoku tarafından 589 yılında yaptırılmıştır. Rivayete göre, bir rüyadan esinlenerek inşa edilmiştir. Her katında zarif eğimli çatılar bulunan 46 metre yüksekliğinde bir tapınaktır. Ziyaretçiler, kulenin mimarisine, heykellerine ve solmaya yüz tutmuş resimlerine hayranlıkla bakmaktadır. Biz de fotoğraflar çekerek yolumuza devam ettik. Yolda yürürken “Geyşa” kılıklı bir kadın gördüğümüzde fotoğraf çekme yarışı başladı. Rehberimiz bizi geyşa mahallesine götürebileceğini söyledi ve yürümeye devam ettik.

Geyşa Mahallesi: Japon tarihinin erken dönemlerinde, saburuko adı verilen hizmetçi kızlar genellikle savaş nedeniyle ailelerinden ayrılmış gezgin kızlardı. Bu kızlardan bazıları para karşılığı cinsel hizmet sunarken, diğerleri üst düzey sosyal toplantılarda eğlence düzenleyerek geçimini sağlıyordu. “Geigi” olarak da bilinen geyşalar, dans, müzik ve şarkı söyleme gibi geleneksel Japon sanatlarında eğitim almış, zarif konuşmalarıyla dikkat çeken performans sanatçıları ve eğlendiricilerdir. Geyşaların evlenmeleri yasaktır; evlenirlerse yeniden geyşa olmaları imkânsızdır. Saç ve makyajlarının yapımı saatler sürer. Haftada bir kez yapılan saçları bozulmasın diye yıllarca rahatsız edici özel bir yastıkta yatarlar. Güzellik sembolü olarak küçük ayaklı olmak önemli kabul edilir, bu yüzden çocukken küçük demir ayakkabılar giydirilir. Takı takmaları yasaktır. Ayrıca erkek geyşalar da vardır. Geyşa sokağında boydan boya gezdik ama hiçbir geyşaya rastlamadık; meğerse sadece geceleri çıkıyorlarmış. Otobüsümüze binip Osaka’daki otelimize geçiyor ve dinleniyoruz.

Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm) Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm) Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm) Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm) Güneşin Ülkesi Japonya (6. Bölüm)

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.