Güneşin Ülkesi Japonya
Yine bir gezi yazısı ile beraberiz daha önce planladığımız fakat tırnak içinde pandemi nedeniyle gidemediğimiz “gelenek ve modernitenin muhteşem harmanı, teknolojisi, tarihi tapınakları, masallardaki gibi büyüleyici doğası ve eşsiz mutfağı” ile Japonya’da’yız.
Geleneksel unsurları; Samuray kültürü sumo güreşleri ve kimonolar… Tokyo’nun gece hayatında neon ışıkları, Fuji Dağı’nın eşsiz manzarası, tapınaklar, hızlı trenler, Ertuğrul Şehitliği yolu üzerindeki ”Kushimoto” Kent yolu üzerindeki orman ve deniz Karadeniz’i aratmadı… 11’i Ayancıklı Kayserili ve İstanbul’dan satılan eşlerle 15 kişilik grubumuz 23 Eylül 2025 Salı günü yerel saat ile 09.00’da Japonya’nın başkenti TOKYO NARITA havaalanına indik.
Gümrük işlemleri bittikten sonra bizi bekleyen yerel rehberle gezimize eşlik edecek otobüsümüzle bir saatlik yolculuk sonrası ilk durağımız Japonya’nın ilk imparatoru Meiji’nin tanrıçalaştırmak için yapılan MEİJİ SHİNJU TAPINAĞI’ndayız.
Tapınak; Tokyo’nun Shibu’ya Semtinde yer almaktadır 1920 yılında Japonya imparatoru Meiji ve imparatoriçe Shoken’in ruhlarını onurlandırmak amacıyla inşa edilen bu tapınak doğayla iç içe kutsal olarak biliniyor tapınak İmparatorun ruhunu yüceltmek için Shinto inançlarına göre inşa edilmiştir. (Shinto veya şintoizm Japonların yerli, milli dinidir. Japonya’da 119 milyon kişi ibadetlere katılmaktadır. Şinto bir tür animizdir. Ve ayrıca şomanistik uygulamaları da içerir. Mabet ziyaretlerinde herhangi bir giriş kapısında saygıyla baş eğerek selamlanır. El yıkama havuzu varsa suyla eller ve ağız yıkanır. Buna “Temizu” denir.
2. Dünya savaşından sonra şinto resmi din olma özelliğini kaybetmiştir. Şu anda Japonya’da daha çok barışçı din olarak Budizm hakimdir.) Tapınak; yoğun şehir hayatının ortasında doğayla iç içe bir ortam sunmaktadır. 170 dönümlük ormanlık alan yaklaşık 100 bin ağacın dikilmesiyle oluşmuştur. Tapınağın yapısı, geleneksel Japon mimarisinin en güzel örneklerindendir. Ana kutsal yapı, Hinoki adı verilen Japon servi ağacından yapılmıştır. Ahşap oymaları ve detaylar oldukça dikkat çekiyorç Şinto inançlarına uygun olarak sadelik ve doğallık üzerine kurulmuştur. Tapınağın ana salonunda dualar ediliyor, dileklerini sunan ziyaretçilerin arasında genç eş ve bebekleriye hatıra fotoğrafı çektirmek istemimizi olgunlukla karşılayıp kendileri de fotoğraf istemeleri bizi de mutlu etti. Tapınak her yıl binlerce düğün ve Şinto ritüeline ev sahipliği yapmaktadır. Tapınak Tokyo’nun modern yüzüyle geleneksel kimliğinin birleştiği kutsal mekan mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Rehberimiz serbest zamanda bol bol fotoğraflar çektik.
Tapınağa giriş öncesi kapı “ Torii Kapısı” dikkatlerden kaçmıyor. En çok şinto tapınaklarının girişinde veya içinde bulunan geleneksel Japon kapısıdr. Sembolik olarak dünyadan kutsal aleme geçişi ifade etmektedir. Geleneksel olarak ahşap ve taştan ypaılmıştır. Günümüzde betonlama, bakır, paslanmaz çelik ve diğer malzemelerdendir. Torii, Hint.e torona kelimesinden türetilmiş olabilir. Hint terimi bir geçiti belirtirken, Japonca karekterler “ Kuş Türeği” olarak tercüme etmektedir. Şinto tapınakları kapısı budist tapınaklarından ayırmanın en kolay yolu lduğu budur denilmektedir.
Yeni durağımız Tokyo Tower; Tokyo kulesi bir telekomünikosyon ve gözlem kulesindeyi. Minato semtinde Shibo Parkında yter alan kule 1958 yılında tamamlanmış 332,9 metre yüksekliğindedir. Parisdeki “Eyfel Kulesi”nden esinlenmiş bir kafes kule tasarımına sahip beyaz ve enternasyonal turuncu rengindedir. Müzeler, restoranlar mağazalar ve iki seyir terasından oluşan kulenin seyir terasındayız. Tokyo kulesi, Tokyo’nun önemli sembolüdür. Şehrin siluetini belirgin şekilde şekillendiren bu yapı, Tokyo’nun modern ve canlı karekterini yansıtır. Yine Tokyo’nun güzel manzarasını sunması nedeniyle fotoğrafçılar ve gezginle için popüler çekim noktasıdır. Kule en şiddetli depremlere ve saatte hızı 220km’ye ulaşan kasırgalara dayanabilecek şekilde tasarlanmış, Eyfel Kulesinden 13 metre fazla olurp, 4000 ton ağırlığındadır.
Fotoğraflar çekildi hediyelikler alındı yola çıkıldı.
Serbest zaman verildi GINZO STREET’deyiz. Burası Tokyo2nun lüks alışveriş bölgesi ve dünyanın en pahalı markalarına ev sahipiği yapar. Moda, mücevher ve elektronik gibi üst düzey ürünlerinin satıldığı bölge aynı zamanda sanat derileri ve restoranlar da dikkatlerden kaçmıyor. Yüzyyıllar ülkenin ticaret merkezi olan bu bölge, Japonya’nın büyük şehirlerini birbirini bağlayan beş antik yolun buluştuğu yer olmasıyla da öne çıkıyor. Akşamları neon ışıklarıyla çok daha renkli bir yer haline dönüşen bu bölgenin birçok noktası araç trafiğine kapatılıyor. Ginzo bölgesinin en önemli cazibe merkezlerinden biri, Neo-Rönesans tarzıyla dikkat çeken, 19.yıldan kalma Ginzo Wako Kulesi’dir. Caddedeki alışveriş noktaları rehberden öğrenildikten sonra grup dağıldı gezi ve alışverişe geçildi. Ben de boş caadeye konulmuş bir şemsiye altındaki sandalyemde hanımın alışverişinin bitimini bekledim. Zaman doldu otobüsümüzle otelimize geçtik.
Odamıza geçtikten sonra şehir merkezinde olan otelimizden akşam yemeğimiz için buluşmasaatimizde resepsiyondan buluştuk. Yürüyerek restoranlar blunun bölgede bir mekana geçtik. Küçük küçük bölümlerden oluşan restoranda 11 kişilik Ayancık grubumuza zor yer bulundu. Yemek siparişleri verildi geç de olsa geldi. Bilmediğimiz yemek kültürü olduğundan zorlandılk. Kendimizi aç hissettiğimizden bir kaç kişiyle hemen yanında pizza yapan mekana geçtik. Sonra grubumuz toplandı Japonya’nın bu bölgesindeki akşam yaşamını biraz gezip izledikten sonra dinlenmek üzere otelimize geçtik. Yorulmuştuk telefonum doğru bilgi veriyorsa memlekette ortlama 4-5 bin adım atıyordu bugün ise 17 bin adım atmışım ne dersiniz perfonmansım bayağı iyiydi.