Dolar 34,3467
Euro 36,7176
Altın 2.946,90
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 16°C
Az Bulutlu
Sinop
16°C
Az Bulutlu
Sal 16°C
Çar 15°C
Per 15°C
Cum 13°C

Ayancıklı Hülya Kınık Yılın Doktora Tezi Ödülünü Aldı

YÖK 2023 Üstün Başarı Ödülleri kapsamında Ayancıklı Dr. Hülya Kınık, Yılın Doktora Tezi Ödülüne layık görüldü.

Ayancıklı Hülya Kınık Yılın Doktora Tezi Ödülünü Aldı
14 Ekim 2023 21:17

Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde Üstün Başarı Ödülleri sahiplerini buldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan törende Ayancık Akçakese köyünden Dr. Hülya Kınık ve Tez Danışmanı Doç. Dr. Özgür Tüfekçi  “Yükselen Güçlerin Uluslararası Sisteme Entegrasyonu: Türkiye Örneği” adlı teziyle Yılın Doktora Tezi Ödülüne layık görüldü.

Ödülleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından takdim edildi.

Ödüle layık görülen “Yükselen güçlerin uluslararası sisteme entegrasyonu: Türkiye örneği” tezi hakkında:

Soğuk Savaş sonrası dönemde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hegemonyasından söz edilmiş ve özellikle 2000’li yıllara kadar ABD’nin uluslararası düzeni ekonomik ve siyasi açılardan şekillendirmede aktif bir rol oynadığı görülmüştür. Ancak 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından Irak ve Afganistan’a yönelik müdahaleleri, ABD’nin gücünün ve etkinliğinin sorgulanmasına ve 2008 yılındaki küresel ekonomik krizin kaynağını oluşturduğuna yönelik tartışmaların başlamasına neden olmuştur. Bu durum ise gücün yeniden dağılımı veya uluslararası sistemin çok kutupluluğa evrildiği konusunda tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte 21. yüzyılın yükselen güçleri olarak ifade edilen ülkelerin dünya düzeninde etkin olmaya başlamaları uluslararası sistemde çok kutupluluk tartışmalarına hız kazandırmıştır. Bu ülkeler ekonomi, nüfus, yüz ölçümü gibi pek çok materyal özelliklerinin yanında düşünsel ve davranışsal olarak da uluslararası düzene etki etme ve dünya siyasetinde daha fazla söz sahibi olma imkânı bulmuşlardır. Küresel yönetişimde aktif ve daha bağımsız politikalar izlemeye başlayan bu ülkeler uluslararası sistemin kendilerini sınırlandıran belirli davranış kalıplarının dışına çıkmak için kurumsal açıdan değişiklikler ve yeniden yapılanmanın gerekliliğine yönelik tartışmaları da alevlendirmişlerdir. Bu tartışmalar çerçevesinde, çalışmanın arka planını ve temel sorunsalını yükselen güçlerin uluslararası sisteme entegre edilmelerinin zor bir süreç olduğuna yönelik ileri sürülen görüşler oluşturmaktadır. Bu görüşlerin çoğunun özünde yükselen güçlerin daha çok statüko ve hiyerarşi karşıtı olma durumları yer almaktadır. Bu noktadan hareketle, yükselen güçlerin uluslararası sisteme yönelik tavırları ve sistemde kendilerini nasıl konumlandırdıkları üzerine bir fikir sunan çalışmada, özelde Türkiye örneğine odaklanılmış ve 1999-2017 yılları arasında Türkiye’nin dış politikası, küresel sistemin kurum, kural ve normlarına uyumu bağlamında 10 vaka çalışması üzerinden analiz edilmiştir. Bu süre zarfında ortaya çıkan gelişmeler karşısında Türkiye’nin uyguladığı politikalar ise çatışma ve iş birliği boyutlarıyla tartışılmıştır. Bu bağlamda, Türk dış politikasında gözlemlenen değişim ve dönüşümler, Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşmasına yönelik çabalar olarak değil; daha otonom, bağımsız ve özgüvenli bir dış politika gündemi yaratma girişimleri olarak değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda, uluslararası toplumda hiyerarşik olarak ABD’nin ve temsil ettiği Batı’nın baskın olmaya devam ettiği gerçeğini göz önünde bulundurmakla birlikte Türkiye’nin uluslararası düzene yönelik duruşu bu hiyerarşik liberal uluslararası düzenin daha katılımcı ve çok taraflılığı ön plana çıkaran bir yapıya dönüşmesi gerektiği yönündedir.

Ayancıklı Hülya Kınık Yılın Doktora Tezi Ödülünü Aldı

YORUMLAR

  1. emk.öğ.Zuhal Karahan Kara dedi ki:

    Hülya Kınık gibi evlatlar bizi güçlendiriyor. Ulu Önder Atatürk’ün istediği şekilde ,fakir fukara bile okuttu çocuğunu. Cumhuriyetin 100.yılında Amerika artık anladı bizi sömürgesi altına alamayacağını , kalleşliğe başvurdu .İsrail mercimek kadar ve kifayetsiz.Ama konum itibariyle Amerikanın karakolu olmaya tam müsait.Etrafı müslüman ülkeleriyle çevrili.Yunanistan’ı ikinci karakolu yapmaya çalışıyor. Gazzede son bir haftada 700 çocuk öldürdü,800 kadın.Savaşında bir ahlakı vardır. Bu katliama batının destek vermesi de çok acı. Türkiye’nin siyasi ayrılıklarını bir tarafa bırakarak tek ruh haline gelmesi şart . Zuhal Karahan Beykoz