Kalbi Bizimle Atanlar Ülkesi KORE CUMHURİYETİ – 2. Bölüm

2 Ekim 2025 Perşembe bugün Kuzey–Güney savaş bölgesine doğru yola çıkıyoruz. İlk durağımız Paju Imjingak Barış Parkı’dır. Dünyanın en yoğun askeri müdahaleye maruz kalan bölgelerinden biri olan BMZ’nin yakınlarında yer almaktadır. Kuzey ve Güney Kore arasında birleşme umudunu simgeleyen park, çok sayıda anıt, savaş anıtı, yeşil alan, müze ve eğlence parkına ev sahipliği yapmaktadır.

Özgürlük Köprüsü parkın en popüler turistik yerlerinden biridir. 1953 yılında inşa edilen bu köprü, savaş sona erdiğinde 12.773 savaş esirinin takası için geçici olarak inşa edilmiştir. Bu köprüden geçilmiyor ancak uzaktan görüp fotoğraf makinelerinizle zoomlayarak görebilirsiniz.

Barış Çanı parktaki bir diğer harika nokta Barış Çanı’dır. 2000 yılında inşa edilen bu çan, tüm insanlık için barışı da içeren ulusal birleşme umutlarını simgeliyor. 21. yüzyılı simgelemek için 21 basamaklı ve 21 ton ağırlığındadır. Çanın arkasındaki birkaç bantta rehberimiz birleşme umudunun ne anlama geldiğini ve savaşı anlattı.

Eski buharlı lokomotif, Jangdan istasyonundaki buharlı lokomotif, savaş bombalanmaları sonucu yıkılan eski Gyeongui tren hattı üzerinde yer alıyor. Lokomotif üzerinde kurşun izleri hâlâ görülebiliyor.

Konfor kadınları (iki kadın heykeli)… Bu bronz heykeller sadece birer sanat eseri değil, aynı zamanda birer hafıza taşıyıcısıdır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon İmparatorluk Ordusu tarafından cinsel köleliğe zorlanan binlerce kadını ve kızı, özellikle Koreli olanları temsil ediyor. Heykeltıraşın kızları kısa, küt saçlı, çıplak ayaklı ve kapalı dudaklı olarak tasvir etmesi bilinçli bir tercihtir. Kaybettikleri masumiyeti, susturulmuş seslerini ve ellerinden alınan onurlarını simgeliyor. Yanlarındaki boş sandalye, sesini hiç duyuramamış olanları, kayıpları, ölenleri ve hâlâ tanınmayı bekleyenleri simgeliyor.

Mangbaedan anıt sunağı, yedi tane oyulmuş granit taştan oluşan sunağı ile Kuzey Kore’de ailelerinden ayrı düşen 10 milyon Güney Koreli’yi teselli etmek için kullanılmakta. Park içinde gezimiz devam ediyor. Rehber, koleksiyon para biriktirenler için yine park içinde hediyelik eşya ve koleksiyon para satan binaya getirdi. Kahramanlardan oluşan heykeller izlendi, fotoğraflar çekildikten sonra eski ABD üssü Greaves Kampı’na gitmek üzere gondola (teleferik) ile gidiyoruz.

Paju Imjingak Peace Gondola, Imjin Nehri ve ABD Askeri Kampı Greaves üzerinde DMZ bölgesi manzarasını sunan 850 metre uzunluğunda kısa bir yolculuk sonrası karşıya geçtik. Şimdi Camp Greaves’deyiz. Paju’daki sivil kontrol hattı üzerinde, askerden arındırılmış bölgeye 2 km uzaklıktaki kamp, bir ulusun bölünmüşlüğünün dokunaklı bir kanıtı olarak durmakta. Camp Greaves, Kore Savaşı’nın hemen ardından Temmuz 1953’ten ABD kuvvetlerinin Kore’den Irak’a yeniden konuşlandırıldığı Ağustos 2024’e kadar İkinci Piyade Tümeni için eski bir ABD askeri üssü olarak hizmet vermiştir.

Sivil kontrol hattı içinde yer alan Camp Greaves, genellikle yalnızca askeri yetkiye sahip olanların erişimine açıktır. Sıradan vatandaşlara Camp Greaves Sergi Salonu’ndaki on binayı keşfetme ayrıcalığı tanınmaktadır. Yeni inşa edilen İsviçre Salonu’nda fotoğraflar, bağışlanan savaş dönemi üniformaları, ateşkes kopyaları, video klipler izleyebilirsiniz. Yine binaların yıpranmış tuğlaları tarihin dokusunu yansıtıyor.

Beni en çok etkileyen, yerelde bir gazeteci olarak Kore Savaşı sırasında cepheden savaşı takip eden ilk kadın gazetecilerden Marguerite Higgins’tir. Tarihe geçen öncü bir Amerikan savaş muhabiridir. Doğrudan savaş alanından haber yaparak hem askerlerin hem de sivillerin canlı ve insani odaklı hikâyelerini dünyaya duyurmuştur. Korkusuz haberciliği 1951’de Pulitzer Uluslararası Haber Ödülü almıştır. Özetle kamp alanı, DMZ Barış Platformu Projesi sayesinde bir sanat, kültür ve tarih kompleksine dönüşmüştür. Arazideki sığınaklar, bowling salonu, bölgenin tarihini, barış vizyonunu ve yarımadanın yeniden birleşmesinin nasıl olacağını sergileyen sanat enstalasyonlarına dönüştürülmüş. Gezimiz sonrası teleferikle karşıya geçtik.

Yine askeri bölgelerde geziyoruz. Şimdiki durağımız Paju Seongdeng-ri Gözlem Evi. Asansörle üst kata çıkıyoruz, hassas dürbünle Kuzey Kore’yi izliyoruz. Çok net olmasa da oradaki yaşamı gözlemledikten sonra alt katlardaki müzeleri gezip görsel kısa filmler izliyoruz. Yarım bir trenin yan bölümündeki “Seoul–Pyongyang–Paris” yazısı dikkatlerden kaçmıyor. Güney Kore’nin en büyük hayallerinden biri de Kore halkları birleşip bu trenin Kuzey Kore topraklarından da geçerek Paris’e ulaşmasıymış. Grubumuz bina dışındaki parkta buluşup anı fotoğrafı çekildikten sonra otobüsümüze geçiyoruz.

Şimdiki durağımız Kore Savaş Anıtı Müzesi’ni ziyaret etmek. İnanılmaz heyecan verici bir deneyimdi. Hem nefes kesici hem de duygusal olan müze, bazen üzücü, bazen sinir bozucu ve genellikle derinlemesine ilham verici anlar yaşamamızı sağladı. Özenle hazırlanmış sergileri, silahları, belgeleri, görsel materyalleri hem eğitici hem de tutarlı bir anlatımla birleştirir. Geniş kapalı ve açık alanları kapsayan müze, Kore’ye ilişkin tarihi bir bakış açısı sunarak 1950–1953 yıllarındaki Kore Savaşı’nı ve sonunda ülkenin bölünmesini sağlayan ayrıntılı bir keşif sunmaktadır.

Savaşa katılan Türk birliklerine ve başarılarına adanmış bölümlerden ve özellikle “Ayla” film materyallerinden etkilendim. Müze, altı kişisel sergi salonu, bir muharebe deneyim odası, bir gösterim odası ve anıt heykellerinin yer aldığı açık hava sergi alanlarından oluşmaktadır. Kardeşler Heykeli, Kore Savaşı’nı ve yeniden birleşme umudunu simgeliyor. Müze, açık ve kapalı alanlarda 10.000’den fazla esere ev sahipliği ediyor. Eğer bir tarih meraklısıysanız ve Kore’nin iki farklı ülkeye bölünmesine yol açan nedenler ve tetikçiler hakkında bilgi edinmek istiyorsanız Kore Savaş Anıtı Müzesi’ni ziyaret ediniz.

Akşam yemeğimizi otelimizin hemen arka sokağında bulunan, içki de veren restoranda aldıktan sonra grupla Seul sokaklarında gezi yaptık. Yarın son günümüz.

Bugün 3 Ekim 2025 Cuma. Kahvaltımızı aldıktan sonra yine otelimize yürüme mesafesinde sokak satıcılarının olduğu caddede yine yağlı boya tablo aldım. Artık zaman gelmişti, havalimanına geçtik. Dokuz saatlik uçuş sonrası İstanbul’da olacağız.

Güney Kore, tarihi mirası, nefes kesen doğası ve modern yaşamın enerjisiyle her gezginin keşfetmek isteyeceği bir destinasyon sunar. Changdeokgung Sarayı’ndan Gyeongbokgung’a kadar bu ülkenin her köşesi, sizi tarihin derinliklerine götüren bir yolculuk ya da doğanın huzurunda bir kaçamak vaadiyle karşılar. Güney Kore yalnızca turistik bir deneyim değil, aynı zamanda gelenekle modernizmin eşsiz birleşimini sunar. Kültürden maceraya, sakinlikten enerjiye kadar her duyguyu bir arada yaşamak isteyenler için Güney Kore, unutulmaz anılarla dolu bir destinasyondur. Bu gezide bize rehberlik eden Onur hocama sonsuz teşekkürler. Yeni gezilerde buluşmak üzere hoşça kalın.