Dolar 42,1109
Euro 48,7096
Altın 5.393,99
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 18°C
Çok Bulutlu
Sinop
18°C
Çok Bulutlu
Per 18°C
Cum 18°C
Cts 19°C
Paz 17°C

Güneşin Ülkesi Japonya (7. Bölüm)

6 Kasım 2025 18:21

Bugün 29 Eylül 2025 Pazartesi, Osmanlı tarihinin en dramatik hikâyelerinden biri olan Ertuğrul Fırkateyni’nin battığı Kuşimoto kasabasına, kayalıklara gitmek üzere yola çıkıyoruz. Ormanlar içinden devam eden yolculuğumuzda, sahil bandına paralel ilerliyoruz. Sağımızda deniz, solumuzda yemyeşil ormanlar uzanıyor. Rehberimizin “Nasıl, Karadeniz Bölgesi’ne benzemiyor mu?” sorusu “Evet.” cevabıyla karşılık buluyor. Kuşimoto kasabasına geliyoruz. Burası Japonya’nın ana adası Honşu’nun en güney noktası olma özelliğine sahip. Kii Yarımadası’nın en güney ucunda yer alır ve Cape Shionomisaki’yi anakaraya bağlayan kentsel alanla birleşir. Mütevazı bir balıkçı kasabasıdır. Bölgenin bol kayalıklı sahilleri hemen dikkatimizi çekiyor. Kuşimoto, dalgıçlar için bir cennet olarak bilinir. Pek çok mercan türü ve kristal berraklığındaki sularıyla yıl boyunca dalgıçlar için ideal bir mekândır. Kent, ülkemizden Mersin ve Samsun Yakakent ile kardeş şehirlerdir.

İlk durağımız Ertuğrul Fırkateyni Şehitleri Anıtı ve Müzesi. Ertuğrul Fırkateyni faciası, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in, 1887 yılında Japonya İmparatoru’nun yeğeninin bir savaş gemisiyle İstanbul’u ziyaret etmesinin ardından Japonya’ya bir heyet göndererek iade-i ziyaret yapılmasını emretmesiyle başlamıştır. Bu ziyaret için İstanbul tersanelerinde yapılan “Ertuğrul Fırkateyni” seçilmiştir. Fırkateyn hem yelken hem de makine ile hareket edebiliyordu. Üç direkli geminin ana hareket vasıtası yelkendi. 600 beygir gücündeki makinesi yardımcı bir itici kuvvet sağlıyordu. 2400 ton ağırlığındaki, ahşap gövdeli gemi 25 yaşında olup bir yıl önce ahşap kısımları tamir edilmiş, ancak makine ve alt kazan bölümlerine dokunulmamıştı.

Güneşin Ülkesi Japonya (7. Bölüm)

Kafile başkanı Albay Osman Bey, gemi komutanı ise Yüzbaşı Ali Bey’di. Gemide 56’sı subay olmak üzere toplam 609 mürettebat bulunuyordu. O yıl Bahriye Mektebi’ni bitiren genç teğmenlerin tamamı da gemiye alınmış, bu uzun yolculukta tecrübe kazanmaları hedeflenmişti. Gemi, Sultan II. Abdülhamid’den Japon İmparatoru’na mücevherli nişanlar ve çeşitli hediyeler götürüyordu. Ertuğrul Fırkateyni, Temmuz 1889’da İstanbul’dan yola çıktı. Güzergâhı boyunca çeşitli limanlara uğrayarak seyahat etti. Fırkateyn Singapur’a vardığında kafile başkanı Osman Bey amiralliğe terfi ettirildi. Uğradıkları limanlarda halklar, özellikle Müslümanlar, gemiyi büyük coşku ve sevgiyle karşıladı; kimi zaman binlerce kişi gemiyi ziyaret etti. Gemi 11 ay süren yolculuğun ardından 7 Haziran 1890’da Japonya’nın Yokohama limanına ulaştı. Japon İmparatoru Türk amiralini ve heyeti görkemli bir törenle karşıladı.

Ertuğrul Fırkateyni Japon sularında kaldığı üç ay boyunca etrafındaki binlerce Japon kayığına, 50 kişilik bandosuyla konserler verdi. Dönüş için yola çıkacağı gün, Japon Bahriyesi tayfun uyarısında bulunmasına rağmen planlandığı üzere 15 Eylül 1890’da Yokohama Limanı’ndan ayrıldı. Ancak Kuşimoto açıklarında tayfuna yakalanan gemi, 16 Eylül 1890 gecesi kayalıklara çarparak battı. Kazada yalnızca 69 denizci kurtulabildi. Amiral Osman Bey ve diğer mürettebat hayatını kaybetti. Bu trajik olay, Türk ve Japon halklarını birbirine yakınlaştırdı. Yöre halkı, kazadan kurtulanlara büyük yardım ve ilgi gösterdi. Torajiro Yamada adlı bir Japon, şehit yakınları ve kazazedeler için yardım kampanyası düzenledi ve topladığı parayı dönemin padişahına teslim etti. Hayatta kalan 69 denizci, Japon İmparatoru’nun talimatıyla “Hiei” ve “Kango” adlı iki askerî gemiyle İstanbul’a gönderildi.

Güneşin Ülkesi Japonya (7. Bölüm)

Kazada ölenlerin anısına Kuşimoto’da bir anıt yapılmıştır. İlk anıt Japonlar tarafından 1891’de dikilmiş, 1929’da yine Japonlar tarafından genişletilmiştir. 1937’de Türkiye tarafından restore edilen anıt önünde her yıl düzenli anma törenleri yapılmaktadır. Otobüsümüz park alanına geldiğinde ilk durağımız Ertuğrul Fırkateyni Şehitleri Müzesi oldu. Kuşimoto Belediyesi ile Türkiye’nin Japonya Büyükelçiliği iş birliğiyle kurulan müze, 14 Aralık 1974’te açılmıştır. Müzenin dış duvarları Türkiye’den getirilen çinilerle süslenmiştir. Müze üç bölümden oluşuyor: 1. bölümde Ertuğrul Fırkateyni’nin tarihsel süreci anlatılmış, ayrıca geminin battığı kayalıkların göründüğü küçük bir pencere yer almakta. Camın üzerindeki gemi baskısı doğru açıdan bakıldığında, sanki fotoğrafın kendisi gibi bir görüntü oluşturuyor. 2. bölümde Japonya ve Türkiye arasındaki tarihsel bağlar ile Irak-İran Savaşı’na dair bilgiler yer alıyor. 3. bölümde ise enkazdan kurtarılan eşyalar sergileniyor. Fotoğraflar çektikten sonra üst kattaki seyir terasından geminin battığı alanı izledik.

Müze çıkışında Kuşimoto Türk Anıtı’ndayız. Batan Ertuğrul Fırkateyni anısına yapılan ilk anıt kazadan bir yıl sonra, ikinci anıt ise 5 Nisan 1929’da Japon-Türk Ticaret Derneği tarafından dikilmiştir. Dualar edilip fotoğraflar çekildikten sonra park alanındaki Atatürk Heykelini ziyaret ettik. Atının üzerinde Pasifik Okyanusu’na bakan Atatürk heykeli, heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından yapılmış olup kaidesiyle birlikte 7,5 metre yüksekliğinde ve sekiz ton ağırlığındadır. Heykel ilk olarak Tokyo’nun kuzeyindeki Kashiwazaki kasabasında, yöre belediyesi tarafından açılan “Türk Kültür Köyü” adlı merkezde yer alıyordu. Ancak 2005 yılındaki büyük deprem sonrası merkez kapanmış, heykel yıkılmış kaidesiyle birlikte zarar görmüştü. Daha sonra Tokyo’da onarılan heykel, Ertuğrul Fırkateyni Anıtı’nın karşısına dikilmiştir. Heykelin finansmanı iki Japon şirketi ve Tokyo Büyükelçiliği tarafından karşılanmış, Kuşimoto Belediyesi’ne hibe edilmiştir.

Güneşin Ülkesi Japonya (7. Bölüm)

Karşımızda bulunan Kaşinosaki Deniz Feneri, Japonya’nın ilk taş feneridir. İnşasına Nisan 1869’da başlanmış, 8 Temmuz 1870’te hizmete açılmıştır. Bu fenerin çalışır durumda olmasına rağmen 16 Eylül 1890 gecesi Ertuğrul Fırkateyni, Koşinasaki’nin doğusunda tayfuna yakalanarak batmıştır. Hayatta kalan on denizci, deniz fenerinin altındaki uçuruma tırmanarak kurtulmayı başarmıştır. Fenerin yüksekliği 16,6 metre, odak yüksekliği ise 47 metredir. Bu alanı gezdikten sonra otobüsümüze dönüp öğle yemeğimizi almak üzere yola çıkıyoruz. Büyük kısmı havada asılı kalan köprüden geçerek Oshima Adası’ndan ayrılıyoruz.

Öğle yemeğimizi Shionomisaki Gözlem Kulesi altındaki restoranda grubumuza ayrılan bölümde, Japon mutfağından seçtiğimiz yemeklerle yedik. Alt kattaki hediyelik eşya dükkânında büyük bir Türk bayrağı ve Türk temalı hediyelik eşyalar dikkat çekiyordu. Ardından geniş çimenlik alandan deniz tarafındaki binaya ve seyir teraslarına gittik. Bina bir deniz müzesi olarak düzenlenmiş; Japonca açıklamalar, dalgıç kıyafetleri ve denizcilik eşyaları sergileniyordu. Daha sonra otobüsümüzde buluşarak Osaka’ya doğru yola çıktık. Japonya’daki son gecemizdi.

Japonya, Güneydoğu Asya açıklarında yer alan bir adalar ülkesidir; daha doğrusu binlerce adadan oluşan bir takımadadır. Tarım arazisi az, doğal kaynaklar açısından fakir olmasına rağmen tam bir sanayi ülkesidir ve dünyanın üçüncü büyük ekonomisidir. Ortalama yaşam süresinin çok yüksek olduğu Japonya’da yaşlı nüfus oranı dünyada en büyük olanıdır ve nüfus giderek azalmaktadır. Dördü büyük olmak üzere 6.850 adadan oluşur. Ülkenin %68’i ormanlarla kaplıdır. Her yıl yaklaşık 1.500 deprem meydana gelir. Başkent Tokyo, 37 milyonluk nüfusuyla dünyanın en büyük metropolüdür.

Güneşin Ülkesi Japonya (7. Bölüm)

125 milyondan fazla nüfusu, imparatorluk sarayları, köklü tarihi, mabetleri, tapınakları, modern üniversiteleri ve gelişmiş ekonomisiyle Japonya dikkat çeker. Özellikle Tokyo gibi kozmopolit şehirleri, Avrupa ve Amerika’ya göre daha uygun yaşam koşulları, yüksek kazançlı iş sahaları, bilim, mühendislik, moda tasarımı ve bilişim alanlarında sunduğu fırsatlarla uluslararası öğrenciler için popüler bir eğitim destinasyonudur. Eşsiz kültürü, gastronomi lezzetleri ve ileri teknolojisiyle dünyanın ilgisini çekmektedir. Japonya kültüründe “kimono” adı verilen geleneksel giysiler, “ikebana” adlı çiçek düzenleme sanatı, yosun ve balıkla sarılmış pirinçten oluşan “suşi”, ülkenin millî sporu “sumo güreşi”, Japon savunma sanatları “judo, karate, kendo”, geleneksel çay seremonisi “sado” ve kâğıt katlama sanatı “origami” önemli yer tutar. Japonlar, çalışma disiplini ve saygınlıklarıyla tanınır. Onlar için iş büyük bir öneme sahiptir. İnsan ilişkilerinde hoşgörü ve saygı son derece önemlidir. Genelde kısa boylu olan Japonların evleri alçak tavanlı ve sade yapılıdır. Odalarda çok az eşya bulunur. Halkın çoğunluğu ateisttir; Japonya’nın yerel dini Şintoizm’dir. Ayrıca ülkede bahşiş alışkanlığı yoktur. Japon tuvaletleri ise unutulmaz özellikleriyle dikkat çeker. Sekiz günümüz Japonya’da geçti. Bu akşam son gecemiz; yarın Osaka Havalimanı’ndan Seul (Kore)’ye uçuyoruz.

Güneşin Ülkesi Japonya (7. Bölüm) Güneşin Ülkesi Japonya (7. Bölüm)

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.