Güneşin Ülkesi Japonya (3. Bölüm)

İlk durağımız Hokoku-ki Temple (bambu Tapınağı) olarak da bilinen tapınak, uzun ve geniş bitkilerle dolu bir bambu korusuna ev sahibi yapmakta.

1334 yılında kurulan Hokokuji, Kamakura’nın en iyi yerlerinden biridir. Şehrin doğusundaki tepelerde yer alan tapınak, Yasemin kiraz ağaçlarıyla çevrili ve yoğun çiçek örtüsüyle kaplıdır. Ana solunun arkasında 2000’den fazla bambu bitkisinden oluşan küme vardır. Korudan geçen kıvrımlı yol üzerinde bulunan çay evinde Marcha çayı içmek için mekana geçiyoruz. Yeşil rengi ile hoş bir görünüme sahip olan matcha çayını iki çay kaşığı tozu bir fincana boşalttıktan sonra üzerine biraz demlenmiş sıcak su eklenerek sunuldu.

Japonya’da sıklıkla kullanılan bu çay günümüzde ise bir çok farklı ülkede tüketilen bir çay haline gelmiştir. Çay faydaları ile öne çıkmakta olup sade yeşil Çaya göre daha çok tercih edilmektedir. Okinowa gibi dünyanın en uzun yaşayan insanların olduğu bir bölgede bu çayın tüketim oldukça fazla olduğu bilinir. Bu geleneksel çay evinde cayimizi içtikten sonra bambu ormanda geziye geçiyoruz. Tapınağı da bambu Tapınağı adını veren 2000’den fazla bambu bitkisinden oluşan yoğun bir peyzaj içerisinde yürüyüşe geçiyoruz.

Kore sansui adı verilen bir japon koya bahçesi dağları ve nehirleri tasvir ediyormuş. Tek görsel unsur olarak taş kullanılmış. Ayrıca bambuların fotojenik dinginliğini izlerken akan suyun sesi ve civardaki kuş sesleri bambaşka bir görsellik sunmakta. Bol bol fotoğraflar çekiliyor tapınağın önünden otobüsümüze geçerken ek bilgi olarak; 1009 23 büyük konto depreminden sonra tapınak, yanıcı hasır çatılar çıkarılarak yeniden inşa edilmiş. Ancak can kulesi orijinal saz çatısı günümüze ulaşmış…

Çağın önünde de fotoğraflar alındıktan sonra otobüsümüze dönüyor dev Budha heykeline doğru yola çıkıyoruz.

11,3 metre yüksekliğinde ve 121 ton ağırlığındaki Dev Butha Heykeli’nin önündeyiz. Amida Budha’nın bronz heykeli olan bu heykel, Nora‘daki Todaiji’nin Budha’ sından sonra yükseklik açısından ikinci sıradadır.

13. yüzyılda yapılan tapınak içinde muhafaza edilen heykel 14. ve 15. yüzyıllarda salon, Tayfunlar, tsunamiler ve depremler nedeniyle defalarca yıkıldı. Bu yüzden 1498’de Amida’nın Bakıcıları kaçınılmaz olana boyuneğdi ve heykeli doğanın etkilerine açık bıraktı.

Kamakura Daibutsu, Budizm’in Jodo tarikatna ait bir tapınak olan kotokuin’in arazisinde yer alıyor. Bronz heykelin içi oyuk olup içi gezilebilir. UNESCO’nun dünya mirası alanlarına dahil edilmesi teklifinde yer almaktadır. Fotoğraflar alındı çevre gezildi. Serbest zaman verildi.

Kamakura gezimiz başladı. Yemek için önce bir Çin lokantasına girdik. Uzak doğu menülerinden tadımlar sonrası şehrin kalabalığına karıştık yöresel giysi giyen Kamakura’lı larla fotoğraflar aldık. Hediyelik alışverişler yapıldı. Belirtilen zaman geldiğinde grubumuzla ve rehberle buluşup Tokyo‘ya dönmek üzere otobüsümüze geçildi.

KAMAKURA Japonya’nın ana adası Hanshu’nun doğu kıyısında bulunuyor. Japonya’nın geçmişinin mistik ve antik dünyasına bir kapı olarak uzun süredir saygı duyulmaktadır. 1200 yılı aşkın geçmişine sahip bu pitoresk sahil kasabası, dünyanın 4.01 yanından ziyaretçi çeken bir dizi büyüleyici manzara ve deneyimler sunmaktadır.Kamakura MS 600-700’lü yıllarda inşa edilmiştir.

1192 yılında Minamoto no Yoritomo Kamakura Şogunluğunu kurmuştur.Kamakura 1333 yılına kadar Japonya’nın idari merkezi olarak kalmıştır.Kamakura 1 Kasım 1939 tarihinde şehir statüsü almıştır. Kamakura’nın en büyük iki paralel caddesi Komachi Dori ve Wakamiya – Ohji Dori uzun ve canlı caddesi…

Kamakura’ya oldukça bir hava katan Pasifik okyanusu kıyıları. Zamanında çok büyük savaşların yaşandığı hatta bütün kıyıının kan Gölü’ne dönüştüğü iddia edilen kıyı. Bol bol uyarı tabelaların da tsunami, Tayfun ve hortum felaketlerinden bahsetmekte. Otelimize ulaşmak üzere otobüsümüze geçiyor Tokyo‘ya hareket ediyoruz. Yarın otelimizde dinlenme yani Tokyo‘yu kendimiz gezeceğiz.