Yeni Koronavirüs Varyantı Toplumu Nasıl Etkileyecek? Güncel Analiz ve Uzman Görüşleri
Yeni koronavirüs varyantının topluma etkilerini, uzman analizleri ve güncel verilerle öğrenin.
H3N2 grip virüsü dünya genelinde yeniden gündeme gelirken, Türkiye’de de etkisini artırmaya başladı. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim Badur, söz konusu virüsün yeni bir tür olmadığını, mevcut İnfluenza A/H3N2’nin mutasyona uğramış bir varyantı olduğunu belirtti. Uzman uyarılarına göre, bu yeni varyant klasik gribe oranla daha hızlı yayılabiliyor ve özellikle risk gruplarında daha ağır seyir gösterebiliyor.
H3N2’nin Evrimi ve Yayılım Hızı
Prof. Dr. Selim Badur, pandemilere neden olabilen tek grip türünün İnfluenza A olduğunu vurgulayarak, bu virüsün geçmişte ‘İspanyol Gribi’ ve ‘Domuz Gribi’ gibi büyük salgınlara yol açtığını hatırlattı. H3N2 varyantının yeni bir virüs olmadığını belirten Prof. Dr. Badur, virüsün yıllardır dolaşımda olduğunu ancak yapısal değişiklikler gösterdiğini ifade etti. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) verilerine göre, bu yıl grip sezoni önceki yıllara göre birkaç hafta erken başladı ve artışın temel nedeni de H3N2 tipi virüsler olarak kaydedildi.
Prof. Dr. Badur, H3N2’nin son dönemde hızlı bir şekilde yayıldığını ve klasik grip virüslerine kıyasla daha geniş bir kitleye kısa sürede bulaşabildiğini belirtti. Henüz pandemik bir risk oluşturmadığını dile getiren Badur, ancak virüsün dikkatli şekilde izlenmesi gerektiğini vurguladı.
Aşı ve Korunma Önlemleri
H3N2 varyantına karşı mevcut grip aşılarının hâlen koruyucu etkiye sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Badur, özellikle 65 yaş üstü kişiler, kronik rahatsızlığı bulunanlar, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerin vakit kaybetmeden aşılanması gerektiğini söyledi. Aşıların etkinliğinde bir miktar azalma olabileceğini ancak virüsün aşıdan tamamen kaçmasının mümkün olmadığını ifade etti.
Prof. Dr. Badur ayrıca, hastalığın belirtileri arasında yüksek ateş, şiddetli titreme, kas ağrıları, öksürük, nadiren ishal ve bulantı gibi semptomların bulunduğunu açıkladı. Soğuk algınlığı, grip ve COVID-19 arasındaki farklara da değinen Badur, gripte aniden başlayan yüksek ateş ve yaygın kas ağrılarının daha belirgin olduğunu, COVID-19’da ise koku ve tat kaybının ayırt edici bir bulgu olarak öne çıktığını belirtti.
Uzman, salgının yayılımını önlemek amacıyla kamuoyuna yönelik bilgilendirmelerin önemine dikkat çekti. Sağlık çalışanları, risk grubundaki bireyler ve kapalı alanlarda yaşayan kişilerin aşılanmasını önerdi. Ayrıca erken tanı, izolasyon, maske kullanımı ve el hijyeni gibi önlemlerin yayılımı azaltmada etkili olduğunu ifade etti.
Kaynak: BYZHA