Prof. Dr. Gül Esra Atalay: Dijital Ortamda Etik İletişim Uyarısı
Prof. Dr. Gül Esra Atalay, dijital ortamda etik iletişimin önemine dikkat çekiyor ve doğru iletişim için uyarılarda bulunuyor.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi, toplum yararına iletişim çalışmalarını sürdürdüğü Toplum İçin İletişim Eğitim Seminerleri kapsamında üçüncü etkinliğini çevrimiçi olarak gerçekleştirdi. “Netiket: Dijital Dünyada Davranış Kuralları – Farkında Ol, Fark Yarat” başlığıyla düzenlenen etkinliğe fakülte dekanı Prof. Dr. Gül Esra Atalay konuşmacı olarak katıldı.
Dijital Etik ve Nezaket Kültürünün Önemi
Prof. Dr. Gül Esra Atalay, dijital ortamlarda empati, nezaket ve sorumluluk bilincinin kendiliğinden gelişmediğini, bu değerlerin bilinçli şekilde öğrenilmesi ve korunması gerektiğini belirtti. Atalay, sosyal medya ve çevrim içi platformlarda etik farkındalığın artmasının, dijital deneyimleri olumlu yönde etkilediğini ifade etti. Geleneksel medyadan dijital mecralara geçişle birlikte, bireylerin sanal ortamlarda gösterdiği tutumların yüz yüze iletişim kadar belirleyici hale geldiğini vurguladı.
Türkiye’nin sosyal medyayı en yoğun kullanan ülkeler arasında yer aldığını dile getiren Atalay, özellikle pandemi sonrası süreçte dijital ortamlarda geçirilen zamanın büyük ölçüde arttığına dikkat çekti. Bu nedenle, dijital platformlardaki iletişim biçimlerinin ve nezaket kurallarının daha da önem kazandığını ifade etti.
Netiket Bilincinin Zorunluluk Haline Gelmesi
Netiketin yalnızca kibar davranmak anlamına gelmediğini açıklayan Prof. Dr. Atalay, bu kavramın saygılı iletişimi, özgür ifade ortamını ve demokratik bir dijital kültürü desteklediğini söyledi. Sosyal medyada giderek yaygınlaşan olumsuz dil ve linç kültürünün, dijital etkileşimleri olumsuz etkilediğini belirten Atalay, dijital dünyada daha sağlıklı iletişim için netiket kurallarının öğrenilmesinin bir tercihten çok zorunluluk haline geldiğini vurguladı.
Çocuklar ve gençlerin dijital ortamlarda en aktif gruplar olduğunu ifade eden Atalay, bu kesimlerde farkındalık oluşturmanın büyük önem taşıdığını söyledi. “Çevrimiçi Disinhibisyon Etkisi” olarak bilinen olguya değinen Atalay, kişilerin dijital ortamlarda anonimlik ve mesafe nedeniyle yüz yüze iletişimde göstermedikleri olumsuz davranışları sergileyebileceğine dikkat çekti. Bu nedenle dijital ortamdaki sorumluluk bilincinin erken yaşta kazandırılması gerektiğini belirtti.
Dijital içeriklerin kalıcılığına da değinen Atalay, internet ortamına yüklenen her içeriğin uzun yıllar erişilebilir olduğunu ve kullanıcıların geçmiş paylaşımlarından da sorumlu tutulabildiğini kaydetti. Kurumlar ve işverenlerin, bireylerin dijital geçmişini değerlendirme sürecine dahil ettiğini belirterek dijital itibarın öneminin her geçen gün arttığını ifade etti.
Netiketin yalnızca sosyal medya ile sınırlı olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Atalay, e-posta yazışmaları, çevrim içi toplantılar ve mobil iletişim gibi tüm dijital alanlarda bu kuralların geçerli olduğunu vurguladı. Ayrıca, dijital ortamda kibar dil kullanımının bireylerin iletişim becerilerini geliştirdiğini ve toplumsal ilişkileri güçlendirdiğini belirtti.
Prof. Dr. Atalay, Türkçenin doğru kullanımı, açık ve anlaşılır mesajların tercih edilmesi ve dijital etkileşimlerde etik değerlere bağlı kalınmasının önemini hatırlatarak, “Yüz yüze söyleyemeyeceğimiz hiçbir sözü dijital ortamda da söylememeliyiz.” dedi.
Kaynak: BYZHA