Dolar 32,5191
Euro 34,5735
Altın 2.504,25
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 22°C
Az Bulutlu
Sinop
22°C
Az Bulutlu
Çar 23°C
Per 18°C
Cum 16°C
Cts 16°C

İlk Masonik belge: Regius

Operatif Masonluk’taki ‘bilinen’ en eski el yazmalarından biri: Regius

İlk Masonik belge: Regius
31 Temmuz 2016 21:10

Regius, Operatif Masonluk döneminden kalma eski el yazmalarının en önemlilerinden biridir. Bu el yazması, 64 sayfalık bir kitapçıktır. 1838 yılında J.O. Halliwell – Phillips tarafından bulunmuş olduğu için, bazı Masonik kaynaklarda ‘Halliwell – Phillips El Yazmaları’ adıyla da anılır. 794 dizelik bir şiir şeklinde kaleme alınmıştır. Özgün yazımının 1390 yılı dolaylarında olduğu sanılmakta, ancak yazarı bilinmemektedir.

Halliwell yazması, Regius şiiri olarak da bilinir. ‘Bilinen ilk Masonik belgedir’. Anlatımına bakıldığında, Regius’un tarihteki en eski masonik el yazması olmadığı, daha eski belgeleri kaynakça olarak kullandığı anlaşılır. Ancak, bu konuda yapılmış herhangi bir açıklama yoktur.

Yazma, 64 manzum sayfadan oluşur. 1300’lü yılların sonunda yazıldığı düşünülmektedir. İngilizce’nin eski bir hali olan Chaucer dilinde yazılmıştır. Şiir Öklid’ten ve onun geometrideki buluşlarından el alarak başlar ve geometri üzerine yayılır. Müteakiben, maneviyat ve davranış kavramları göz önüne alınarak on beş ana noktada gelişir; “Hırsızlık yapma!”, “Rüşvet alma!”, “İbadethanene düzenli git” vb…

Kapsamı bakımından Regius´un ilk altı sayfası, yaşadığı çağda ‘Yedi Bilimin Üstadı’ olarak nitelenmiş ünlü geometri bilgini Öklit´in kurmuş olduğu bilimsel, töresel ve sosyal nitelikli bir kurumun çalışma şeklini ve ilkelerini anlatmaya ayrılmıştır. Burada Öklit, ‘Masonluk sanatının öncüsü’ olarak nitelenmektedir.

Bundan sonra operatif masonluğun tarihsel evrelerine değinilmeksizin dosdoğru İngiltere´ye gelinmektedir. Anlatıldığına göre, bu sanat İngiltere’ye Kral Athelstan zamanında gelmiş ve ilk yasalarını da burada oluşturmuştur.

Yazma, İngiliz Kraliyet Kütüphanesi’ne bağışlanıncaya kadar önemli şahsiyetlerin kütüphanelerinde el değiştirerek saklanmıştır. 1757’de kral II. George tarafından British Museum kütüphanesine bağışlanmış ve bu süre boyunca da yazma, genel olarak mânevî görevleri anlatan bir şiir olarak tanımlanmıştır. James Halliwell tarafından 1840’ta Hür masonluk üzerine yazılan makaleye kadar Masonlukla ilişkisi anlaşılamamıştır.

Masonluğun tarihinden alıntılar üzerinde de duran Regius’ta, özellikle Babil Kulesi ve Roma İmparatorluğu dönemindeki Dört Taçlılar ile ilgili efsane nitelikli öyküler özetlenir. Yeri Bağımsız Bilim´in her birinin yararı anlatılır. Masonlara tutum ve davranışlarıyla ilgili öğütler verilir ve dinsel yükümlülüklerini aksatmamaları gerektiğine özenle değinilir.

Yazma; Hür Masonluğun İngiltere’ye Kral Athelstan saltanatı döneminde getirildiğini ifade etmektedir. Çağdaş Masonlukta Regius, kimi kuruluşlar için Masonluğun eski hükümlerini içermektedir ve bunlar günümüz için de geçerli sayılır. Kimi Mason kuruluşları için ise bu kitap, yalnızca tarihsel değeri olan bir belgedir.

Regius Şiirini, diğer yazmalardan ayıran farklar şunlardır:

1.Öklit ve onun Mısır’da Masonluğu kurmasından bahsedilir. Lamech ve oğullarına atıfta bulunulmaz. Hızlı bir şekilde, Nebuchadnezzar tarafından inşa edildiği söylenen Babil Kulesi’ne geçer.

2.Diğer bütün yazmalarda çok büyük önem taşımasına rağmen, Süleyman Mabedinden söz edilmez.

3.İngiliz Kardeşler tarafından benimsendiğine dair bir bulgu olmamasına rağmen, Dört Taçlı Şehit Efsanesine geniş bir yer ayırılmıştır.

4.Charles Martel ve Masonluğun Fransa’dan İngiltere’ye gelmesi sırasında yaptıklarından bahsedilmemektedir. Oysa bu konu, sonraki belgelerde önemli yer tutan bir anlatıdır.

5.St. Alban dönminde İngiliz Masonluğundan bahsedilmemektedir. Oysa şiirde İngiltere’ye giriş Kral Athelstan’a atfedilmektedir.

6.Sonraki yazmalarda York’ta Prens Edwin tarafından düzenlenen Toplantı anlatılır. Oysa şiir ne toplantı yeri olarak York’tan bahseder, ne de Edwin’in ona başkanlık etmesinden. (Bu husus, Şiirin bazı kaynaklarda “926 York Anayasası” olarak da isimlendirilmesinin aslında çok isabetli olmadığını göstermektedir)

7.Belki de en önemli fark, takip eden belgelerin Protestan niteliklerine karşın, Halliwell’in 593-692. dizeler arasında kendisini gösteren Katolik nitelikleridir. Kullanılan dualar ve törenlerin Katolik nitelikleri, ilgili yerlerde Sn. M.Ö.Ayfer tarafından yapılan açıklamalarda detaylı olarak bulunabilir.

Latince bir sözcük olan Regius, sözlük anlamı bakımından ‘krallıkla ilgili’, ‘şahane’ (royal), ‘olağanüstü’ (harikulade) anlamlarına gelir.

Bu başlığın, kapsamını inceleyeceğim kitabın özgün adı mı, yoksa sonradan mı konulmuş olduğu bilinmiyor. Özgün adı olabilmesi olasılığı pek zayıf çünkü kapsamı krallık ile değil, ‘inşaatçılık’ anlamındaki ‘masonluk’ ile ilgili.

Bu kitap keşfedildiğinde, sonradan yapılmış olduğu anlaşılan bir cildi olduğu görülmüş. Bu cildin her iki kapağına da İngiltere Krallığı’nın mührü ile birlikte “G.R. II.” yazısı ve “1757” tarihi işlenmiş. Yalnızca ön yüzüne ve tam ortaya “REGIUS” yazılmış. Bu da şundan ileri geliyor: O tarihteki İngiltere Kralı olan 2. George, Krallık Kitaplığı’nın bir bölümünü Britanya Müzesi’ne (British Museum) armağan etmiş. Anlaşılan o ki, bu kitap da o sırada ciltlenerek müzenin kitaplığına konmuş. Bunun nedeni de kitabın ciltlenişi sırasında adının olmadığı, neyle ilgili olduğunun da pek anlaşılamadığı, Krallık Kitaplığı’ndan gelme olduğu için ve kapsamındaki başlıkların Latince olması nedeniyle, cildinin üzerine bu başlığın yazıldığı biçiminde açıklanıyor.

Bu öyle eni konu bir kitap sayılmıyor. 10×12.5 cm. boyutlarında, 32 yapraktan oluşan bir kitapçık. Yazıları genelde siyah, başlıkları ise kırmızı mürekkeple yazılmış. Birçok sayfasında, taç biçiminde bir amblem ve altında “B.M.” harflerinden oluşan bir kırmızı damga var; bunlar Britanya Müzesi Kitaplığı tarafından basılmış. (Kütüphanelerin uyguladığı bir yöntemdir bu; kitabın o kütüphanenin malı olduğunu göstermek için.

Soru şu: «Bu kitapçık, Britanya Müzesi’ne armağan edilmeden önce nasıl oluyordu da İngiliz Krallık Kitaplığı’nda bulunuyordu?»

Buna kesin bir yanıt verilemiyor; sadece bir tahminde bulunulabiliyor. Örneğin şöyle bir açıklama var: “İnşaatçılık mesleği ve zanaatı ile çok yakından ilgilenmiş olan Kral 6. Henry, bu mesleğin yasalarını içeren bir kitap istemiş. Getirmişler. Sonra bunu Krallık Kitaplığı’nda bırakmış.”

İyi de, bu durumda arada en azından yarım yüzyıllık bir zaman farkı var. Buna da şöyle bir açıklama getiriliyor. “14. yüzyıl sonlarında bu kitapçık İngiltere kralına ya da saraydan bir başka kişiye armağan edilmiş, belki de istek üzerine doğrudan bir kopya olarak çıkarılmış, sonra da Krallık Kitaplığı’nda kalmış olabilir.”

yüzyıl ortalarında 6. Henry’nin bu meslek ve sanata özel bir ilgi gösterdiği, başka belgelerde de yansıyor. Kim bilir, kralın bu ilgisi belki de söylendiği gibi değil de Krallık Kitaplığında eline geçirdiği bu kitapçıktan kaynaklanmıştı. 6. Henry’nin o dönemin birçok kralından farklı olarak okur-yazar, hayli bilgili ve kültürlü bir kişi olduğu, İngiltere’deki genel eğitim ve kültür düzeyinin gelişmesi için çaba gösterdiği diğer tarihsel belgelerde yazılıdır.

1697 yılında Oxford’da basılmış olan “Catalogous Manuscriptorum Angliae” (İngiliz El Yazmaları Kataloğu) ile 1734 yılında bir araştırma çalışması olarak yayınlanmış “Manuscripts of the Old Royal Library” (Eski Krallık Kitaplığı’nın El Yazmaları) adlı bibliyografyalarda, bu kitapçıktan da söz ediliyor.

Bunların ikincisinde, bu kitapçığın artık yeni bir kurum olarak ortaya çıkmış bulunan Masonluk ile olası bağlantısına hiç değinilmeden, bunun hakkında “töresel yükümlülükler üzerine bir şiir” denmiş. Anlaşılan, o kişi ya ayrıntılı bir inceleme yapmamış ya da Orta Çağ İngilizcesini iyi anlayamaması nedeniyle böyle bir nitelemede bulunmuş. Orta Çağ İngilizcesi ile sonraki İngilizce arasında çok fark vardır.  Bu, Osmanlıca ile günümüzdeki Türkçe arasındaki fark gibidir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.