Dolar 32,5125
Euro 34,8067
Altın 2.427,76
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 22°C
Az Bulutlu
Sinop
22°C
Az Bulutlu
Per 19°C
Cum 17°C
Cts 17°C
Paz 17°C

Hep birlikte bir tarih yazdık

CHP’nin Taksim Meydanı’nda düzenlediği ‘Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi’ mitingine vatandaşlar akın etti.

Hep birlikte bir tarih yazdık
24 Temmuz 2016 18:52

İşte CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması: 

“Hepinize en içten saygılarımı sunuyorum. Gün birleşme günüdür. Gün dikta yönetimlerine karşı direnme günüdür. Gün, halkın sesini dinleme günüdür. Bugün Taksim’deyiz, birlikteyiz. Bizim için hepimizin tarih yazdığı bir gündür bugün. Biz Taksim’e niçin geldik? Taksim’de ne yapacağız? Hedefimiz ne? Bütün bunlara yanıt vermek için, cevap vermek için bir Taksim manifestosu hazırladım. Şimdi sizlere okuyacağım. 10 maddelik Taksim bildirgesi.

24 Temmuz 2016 Taksim Bildirisi

1- 15 Temmuz darbe girişimi parlamenter demokrasimize karşı yapılmıştır. TBMM bombalanmış, ama bombalar altında parlemento görevini yapmış ve darbeyi püskürtmüştür. Bu darbe girişiminin sorumlularını, varsa iç ve dış destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz.

2- Bütün siyasal partiler darbe girişimine karşı çıkmış, demokrasi konusunda Türkiye’de tartışmasız ortak payda oluşmuştur. Siyasette uzlaşma kültürünün güçlenmesine katkı vermek zorundadır.

3- Her türlü darbeye ve parlamenter sistemin üzerindeki her türlü vesayete karşı çıkmak, demokrasiden yana olanların, bu ülkeye namus borcudur. Hep birlikte ve her zaman ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi demeliyiz.

4- Darbe girişimi halkın direnme hakkını kullanmasıyla ayrı bir anlam kazanmıştır. Direnme hakkı demokrasiyi korumanın meşru bir yolu olarak ortaya çıkmıştır.

5- Demokrasimizin teminatı olan demokratik laik ve sosyal hukuk delveti ilkesinin Türkiye için ne kadar yaşamsal olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır.

6- Bu darbe girişimi anayasada yasama yürütme ve yargı olarak yer alan güçler ayrılığı ilkesinin demokraside denge ve denetlem işlerinin güvencesi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

7- Balyoz, Ergenekon ve casusluk gibi davalarda mağdur edilen insanların itibar ve haklarının iadesi bütün siyasal partilerin gündeminde olmak zorundadır.

8- Bu darbe girişimini devlet yönetiminin liyakata dayanması gerektiğini ortaya koymuştur. Siyasal yandaşlık, cemaatçilik değil bilgi, birikim ve deneyim gibi ilkeler esas alınmalıdır. Devleti ele geçirme anlayışını tarihe gömmeliyiz. Devletin yeniden inşaası zorunludur.

9- İnancı kimliği yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin güzel insanları bu ülkenin caddelerinde sokaklarında meydanlarında parklarında özgürce gezebilmelidir. Hiç kimse unutmasın 15 Temmuz darbe girişimi 3’ncü sınıf demokrasinin ortaya çıkardığı bir tablodur. Bu ülkenin insanları üçüncü sınıf demokrasiye değil özgürlükçü demokrasiye layıktır. Türkiye tümüyle darbe hukukundan alınmalıdır.

10- Devlet, kinle öfkeyle ön yargıyla yönetilmez. Darbe girişiminde bulunanlar hukuk içinde yargılanmalıdır. Devletin vakarı bunu zorunlu kılmaktadır. İşkence, kötü muamele, tehdit devleti darbecilerle aynı duruma düşürür. Buna izin verilmemelidir.

Bunu sizlerin oyunuza sunuyorum. Bayraklarınızı değil, ellerinizi kaldırın. Ben bütün basın mensuplarından bu görüntüyü çekmelerini istiyorum. Hepinize en içten şükranlarımı saygılarımı sunuyorum.

Hep birlikte bir tarih yazdık. Demokrasiye sahip çıktık. Hep birlikte cumhuriyetimize sahip çıktık. Taksim manifestosu Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi tarihinde yerini alacaktır. Dünyada ilk kez kabul ediliyor, destek veren, gönül veren, bütün yurttaşlarıma hepinize gerçekten de yürekten şükranlarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun diyorum demokrasi adına.

Tarihi bir meydandayız ve tarihi bir gündeyiz. Taksim meydanı, bizim demokrasi tarihimizde yer alan bir meydandır.

Ecevit’e suikast düzenleneceği söylendiğinde, Ecevit şu açıklamayı yaptı “Yarın tek başıma Taksim’e gideceğim” dedi. Ve geldi, arkasında bugün olduğu gibi yüzbinler vardı. 1 Mayıs 1977 kanlı bir mayıs olarak tarihe geçen bir gün. Ve o gün çok sayıda vatandaşımız, taksim meydanında hayatını verdi. Kanlı 1 Mayıs olarak bizim tarihimizde yer alan ve henüz aydınlığa kavuşmamış olan bu meydanda geldi.

 Ve Taksim meydanı… Ağaçların kesilmemesi için gençlerin doğaya sahip çıktığı bir meydan. Bu meydanlarda Gezi olayları yaşandı ve o olayda ellerinde karanfiller kitaplarla gençlerimiz, bu ülkenin gençleri, umudumuz, hep beraber ayağa kalktı. Ülkemizi seviyoruz, insanlarımızı seviyoruz.

Cumhuriyeti emekle, alın teriyle kurduk. Binlerce şehidimizin kanı var. Bizim ayakkabımız yoktu, çarıklarımızı giydik. Yiyeceklerimiz yoktu kara ekmeği bölüştük. Silah yoktu, para yoktu. Ama bir şey vardı, birlik ve beraberlik vardı. İnşallah yine birlik ve beraberlik içinde Türkiye’yi hep birlikte çağdaş uygarlığa ulaştıracağız. Ne demişti Gazi Mustafa Kemal “Geldikleri gibi gidecekler” demişti. Evet yedi düveli Lozan’da geldikleri gibi gönderdik.

Babalarımız ve dedelerimiz bize cumhuriyeti kurdular ama o cumhuriyeti özgürlükçü demokrasiyle taçlandırmak bizim görevimizdir. Her bir vatandaşımız, kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun özgürlükçü demokrasiyi getirmek ve cumhuriyeti taçlandırmakla görevlidir. Bu görevi ben dahil 79 milyon her yurttaşın yerine getirmesi gerekir ve bizim namus borcumuzdur.

Bugün medyanın, basın bayramı. Tam 108 yıl önce medyaya vurulan zincirleri kırdık ve Basın Bayramı bu ülkede 108 yıldır kutlanmaya çalışılıyor. Ali Paşa diyor ki, basın özgürlüğü hatalarını düzeltmeyenler için tehdittir. Medya özgürlüğünü sağlamak hepimizin ortak görevidir.

Bakın 15 temmuz darbe girişiminin yenilgiye uğramasının ana unsurlarından birisi medya özgürlüğüdür. Medyanın açık ve net darbeye karşı olmasıdır. Eğer 108 yıl önce basın bayramını kutluyorsak, demek ki medya özgürlüğü bizim kültürümüzde, tarihimizde var. Medya özgürlüğü bağlamında geleneğimizi yozlaştırmalıyız. Dün medya özgürlüğüne karşı çıkanlar, bugün yaptıkları hataların inşallah farkına varırlar. Buradan basın mensuplarının bayramını kutluyoruz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.