Dolar 34,8663
Euro 36,5971
Altın 3.046,58
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 10°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
10°C
Hafif Yağmurlu
Per 9°C
Cum 7°C
Cts 11°C
Paz 10°C

Denizciler Mahallesi Balıkçı Sığınma Yeri Ne Zaman Onarılacak?

8 Aralık 2023 17:49

3 Yıl Önce dile getirdiğim yazım.. Hala değişen bir şey yok.

8Küçük ölçekli balıkçılık kıyı bölgelerinde istihdam, sosyal ve ekonomik açıdan büyük öneme sahiptir. Küçük ölçekli balıkçılığın tanımı ve karakteristiği incelendiğinde, sektörde yer alan insanların sosyo-ekonomik hayatında ve kıyı bölgelerinin ekonomik yaşamında yeri büyüktür. Bu nedenle, sektörün sürdürülebilir yönetiminin büyük önem arz ettiği görülmektedir. Küçük ölçekli balıkçılık, az kazandıran ancak birçok insana iş sağlayan ve geleneklerin hakim olduğu bir iş koludur. Bu topluluklar ekonomik imkanları sınırlı gruplardır. Küçük sermaye ile küçük tekneler kullanarak ve çoğunlukla kıyıya yakın bölgelerde günübirlik avcılık faaliyetleri şeklinde ifade edilebilir. Avcılıktan elde edilen ürünler genellikle yerel pazarlarda tüketilmektedir.

Konuya bilgi almak için önce Mahalle Muhtarı Recep ÇETİNKAYA’ya sorduğumda “Evet, dalgakıran patladı. Kayıklar karaya çekildi.” dedi. Mahallede üç kuşak balıkçılık yapan kardeşim namıdeğer “ÇAKRAZLI” Hüseyin’le buluştuk. Hüseyin’in dedesi Sakoğlu Mehmet, babası Çakrazlı Murat ve üçüncü kuşak Hüseyin bir asırın üzerinde balıkçılık yapan bir aile. Hüseyin’e sorduğumda bu mini iskeleniz, bu yerin adı ne? Cevaben ‘Hocam ne mendirek, ne dalgakıran… Sığınma yeri desek daha doğru. Bu mahallede 30 tekne varız, bu sığınma yeri sığınmak yerlikten çıktı. Tekneleri karaya çektik, hava patlayacak dendi. Kenardaki ağlarımızı da kulübelerimize çektik. 30 tekne diye geçme, en az 90 kişiye ekmek veriyor. Memlekette zaten iş yok.’

Bu barınma yeri hakkında bilgi verir misin? Sorusuna cevabı “1984 yılında yapıldığını biliyorum. 140 metreydi. İkinci 140 metre uzatmayı 20 yıl önce yapıldı. Tam orta kısmını geçen yerden patladı. Betonlaşmayı ve kayaları denize doğru yaydı. Göl alanı da sığ olmaya başladı. 10 yıl önce yapılan tahliye uzantı da patladı. Ana yapıda da 50 metre göçtü. Yetkililere rica ediyoruz, bu sorunumuzu çözsünler. Teknelerimiz giriş çıkışları sağlıklı olmalı. Mühendislik usullerine uygun olarak taraklama yapılarak sığlaşmaya neden olanlar da alınmalı.”

Balıkçılar; namuslu ve adaletli, ekmeğini denizin sert sularından zorlukla çıkartanlardır. Değerli büyüğüm, ağabeyim, Muharrem DEMİRCAN (Velioğlu) bir sohbetimizde “Denizciler Mahallesindeki Dalgakıran patlamış, dalgalar bayağı zarar vermiş. Yakında Ulaştırma akanı Adil KARAİSMAİLOĞLU Sinop’a gelecekmiş. İktidar İl Başkanı Denizciler Mahallesindeki dalgakıran sorununu dile getirecekler, hatta mahallede yerinde göstereceklermiş. Bu konuyla ilgili haber yapsanız bir faydası olur” demişti. Bende “Ancak köşe yazımda dile getiririm” yanıtını vermiştim. Ayancık Doğuş Gazetesine 5 Aralık 2020 tarihli “Kıyı Balıkçılarımız İsyanda” başlıklı köşe yazım bayağı ses getirmişti. Karadeniz bölgesi konumu itibariyle içinde bulundurduğu balıkçı barınakları, sığınma yerleri, balıkçılara ait teknelerin sığınma, korunma, bakım-onarım ihtiyaçlarının giderildiği yerlerdir.

Denizciler Mahallesi barınaktaki balıkçı barakasındaki sohbetimizde; “Bu barınakta kimler geldi, kimler geçti önemli balıkçılardan” dediğimde “Tarakçı İsmail, Recep kaptan (Özdemir), Cemal Reis (Özdemir), Kurtoğlu Mehmet, Şükrü kaptan (Yücel), Lütfi Reis (Sarı)” isimleri bir çırpıda ağızlardan çıktı. Sendikacı Kemal ESİN “Hocam, Ayancık için tarih olmuş bu balıkçıların torunları, eski tayfaları sağlıklı bir barınak istiyor. Bu konuyu gazetenize lütfen taşıyınız” dedi. Yine sohbetimiz içindeki balıkçı dostlarımız “Hocam bu denizden kışın kalkan, Nisan-Mayıs aylarında barbunya, istavrit, Haziran ayında karagöz-kötek, Temmuz’da iskorpit, Ağustos’ta kefal, Ağustos 15’inden sonra palamut, çupra , 1 Eylül’den itibaren Ofanacılık (Çevirmecilik) Ekim sonrası çinekop sonra lüfer,, tirsi balıkları avlanır.” Kaybolan balıklarımız var mı? Soruma “Kırlangıç, uskumru, torik, istavrit azmanı, kofana ve dil balığı artık tutulmuyor, kaybettik.”

Yeşili maviyle buluşturan Denizciler Mahallesi sıcak yaz günlerinin serin kuytusudur. Sessiz sakin cana yakın insanlar yaşar mahallede. Denizin ortasında bir fırtına oluştuğunda motoruna yüklenen, küreğine asılan günübirlikçi balıkçıların sığınacakları yerdir Denizciler Mahallesi sığınağı. Yaz olduğunda çadırını kapan, karavanını çekenlerin tatilini en ucuza geçirdikleri mekandır. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı Yalı Mahallesi iskelesinde rüzgar ve dalga varsa yine bu barınakta yapılır bayram etkinlikleri. Yani sosyal ve milli etkinlikler için de gereklidir bu barınak. Barınak sağlıklı bir şekilde dönüştüğünde, mahalle sakinlerinin yaşı kaç olursa olsun, her zaman yaşadığı denizin kum tanelerine rastlanacak ceplerinde. Yine renkli çakıl taşları, kumlar, kayıklar, balıklar, martılar, karabataklarla birlikte yaşama devam edecekler. Kıyıda rengarenk sıralanan kayıklar fotoğrafçılara poz verecekler… Bu mahalle insanının Denizle olan bağları ölümlerine kadar devam eder.

Sonlarken her zaman dediğim gibi Denizi ve deniz insanlarını, deniz zenginliğini ve yoksulluğunu, deniz güzelliğini ve acımasızlığını, denizden almayı ve denize vermeyi, denizde yaşayıp mutlu olmayı, denizde yitecek evrene karışmayı bilen bu balıkçı dostlarımıza “sığınma yeri” konusunda yardımcı olunması dileklerimle….

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.