Dolar 32,3346
Euro 35,2006
Altın 2.247,92
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 12°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
12°C
Hafif Yağmurlu
Çar 10°C
Per 11°C
Cum 10°C
Cts 12°C

Ayancık Öyküleri Kitabının İkincisi Çıktı

Turan Gökmenoğlu’nun Ayancık öykülerinden oluşan ikinci kitabı çıktı.

Ayancık Öyküleri Kitabının İkincisi Çıktı
Hayrettin Kaya
26 Ocak 2021 20:58

Ayancıklı hemşehrimiz ve Ayancık Gazete ve Matbaasının eski çalışanlarından Turan Gökmenoğlu’nun Ayancık öykülerinden oluşan ikinci kitabı çıktı.

Aslan Özdemir

Ayancık öykülerinden oluşan Taşçı isimli ilk kitabının ardından yine öykülerin devamı niteliğinde Turan Gökmenoğlu’nun kaleme aldığı Mavi Yosun adlı eseri raflara çıktı.

MAVİ YOSUN KİTABI ARKA KAPAK METNİ

Serpil, duvarından zeminine her yeri ahşap kokan evin balkonuna yürüdü. Sabahın ılık rüzgarının, dağların kuytularından gizlice geçip, bedeninin kıvrımlarında süzülüp gidişini izledi. Çakıl taşlarının arasından akan çayın çıkardığı şarkıları dinledi. Elini uzatsa, gökyüzünde özgürce uçan martıların kanatlarına değebilecekti.
Taşçı, dağların gizli kuytularından topladığı iksire bulanmış suyu, kasabaya kadar yorulmadan taşıyan çayın kenarındaki kayaların üzerinde, iki çocuğun balık tutmakta olduğunu gördü. Kendi çocukluğu geldi aklına. Toplu iğneden olta, makara ipinden misine, ağaç dalından kargı yapıp, sabahın ilk ışıkları ile çayın kenarına inip tuttuğu balıklar. Bir de arka bahçedeki sürekli nemli olan gübreli topraktan toplayıp yem yaptığı solucanlar. Yanakları pembe mercan balıkları ve bıyıklılar. Tuttuğu balıkları yabani çiçek dallarına dizip eve gelişi.

Çakıl taşlarının içinde akmakta olan çayın serin suyu bedenini boylu boyunca kapladı. İri kayaların arasından sürüklenerek aktı. Daha aşağılarda kendi halinde kaynamakta olan sıcak sulara doğru ağır ağır çekildi. Gözlerini yumup, nefesini tuttu, kendini suyun derinlerine inen girdaba bıraktı.

Taşçı’nın elleri, büyülü bir kadifede gezindi bir süre. Vadinin gizlerine sığınmış utangaç bir kelebeğin kanatlarına dokunur gibi oldu. Kelebek uçuşup giderken parmak uçlarını altın tozlarına buladı.

Genç kız belki de, pembeden mora çalan şarabın da etkisi ile, tüm bedeninin gevşeyip rahatladığını, hafifleyip bulutlara doğru yükseldiğini hissetti. Bir dudağına bal, diğerine tuz değmiş gibi geldi. Gözlerini yumup, yeni gecenin karanlığına doğru uzun bir yolculuğa çıktı. Yol kenarına serpilmiş çakıl taşlarına aldırmadan ve takılmadan.

Genç kız yaklaşmakta olan bir ateşi karşılamak ister gibi başını hafifçe çevirdi. Kelebek dokunuşunu andırır gibi bir çift dudak, değiverdi dudaklarına. Derinlerde bir yerlere ılık bir lavın akmakta olduğunu düşündü. Lavın her değdiği yeri yakıp kendi rengine dönüştürdüğünü, gözlerini açmadan görebiliyordu. Sonra o yerlerde rengarek yabani dağ çiçekleri açtı. Çiçeklerin büyülü kokusu Taşçı’nın bedenine ve ciğerlerine yayıldı.

Taşçı’nın hiç bir şey yapmasına gerek kalmadan, ince parmak uçları aynı boğumlara çekiliverdi. Genç kız dudaklarındaki yakut tadını paylaşmaya karar verdi. Sessiz bir kuğu gibi, gecenin gizli karanlığından çıkıp, sevdiği adamın dudaklarına değdi. Taşçı’nın sihirli parmaklarını, daha da gerekli olduğuna inandığı kuytulara sürükledi.

Buranın benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Sevdalı bir genç kız olarak geldim, olgun bir kadın olarak dönüyorum. Bu şehir bana kadınlığımı verdi. Hayatım boyunca bunu unutamam. Her yeri çam ağacı kokan evimi, çakıl taşlarının arasında değil tamamen içimde akan çayı, yemyeşil dağları, senin doğumuna, çocukluğuna ve gençliğine şahitlik etmiş kasabayı, önce senin sonra ikimizin ciğerlerine dolan büyülü havayı hiç unutamam.

TURAN GÖKMENOĞLU KİMDİR?
27 Mart 1957’de Sinop Ayancık’ta doğdu. Ayancık Gazete ve Matbaası’nda çalışırken, Ayancık Lisesi’ni bitirdi. İlk şiir ve öykülerini yayınladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı, okudu.

Şiir, öykü ve araştırma dalında bir çok kitabı basıldı. Yayına hazır araştırma, şiir ve öyküleri var. Türk Müziği, şiir, öykü ve mozaik dallarında çeşitli yarışma ve sergilere katıldı, dereceler aldı. Güfte ve beste çalışmalarının yanında, bazı şiirleri bestelendi ve okundu.

Ayancık Logosu’nu, Ayancık Kartpostallarını, Ayancık ve Sinop Broşürlerini, Ayancık ve Sinop Rehberi kitaplarını hazırladı. Ayancık’ta Sahil Caddesi’ne Ömer Seyfettin, Sahil Parkına Yaman Okay isminin verilmesi için çabaladı.
Fehim İbrahimhakkıoğlu’ndan Çakıl Taşı Mozaik dersleri aldı.

Doğal çakıl taşı, mermer, traverten, kaya ve granit kullanarak yaptığı çağdaş ve antik mozaik eserleri ile çeşitli çalıştay ve sergilere katıldı. Eserlerinin çoğu müze ve özel koleksiyonlarda yer aldı.

Evli ve iki çocuğu babasıdır.

YAYINLANMIŞ ESERLERİ :
1- Umut Filizleri, Güldeste Şiirler, Nisan 1976, İstanbul Bakış Kitabevi
2- Esintiler, Güldeste Şiirler, Ağustos 1976, İstanbul Bakış Kitabevi
3- Bir Türkü Tuttur Toprağa, Güldeste Şiirler, Mart 1977, İstanbul İpek Yayınları
4- Sinop ve İlçeleri Ayancık Rehberi, Araştırma, Ocak 1989, İstanbul Usta Matbaacı
5- Turistik Sinop Rehberi, Araştırma, Ocak 1992, İstanbul Usta Matbaacı
6- Ayancık Sevdaları, Şiirler, Ocak 1995, İstanbul Usta Matbaa
7- Sevgi Kurşunu, Şiirler, Mart 1995, İstanbul Usta Matbaacı
8- İkinci Bahar Vurgunu, Şiirler, Kasım 1996, İstanbul Usta Matbaacı
9- Burç Taşları I, Derleme, Ocak 1997, İstanbul Usta Matbaacı
10- Burç Taşları II, Derleme, Ocak 1997, İstanbul Usta Matbaacı
11- Taşçı, Sinop-Ayancık Öyküleri I. Kitap, Mart 2019, İstanbul Kutlu Yayınevi
12- Mavi Yosun, Sinop-Ayancık Öyküleri II. Kitap, Ocak 2021, İstanbul Kutlu Yayınevi

YORUMLAR

  1. Turan Gökmenoğlu dedi ki:

    1971-1975 yılları arasında, lise eğitimle birlikte sürdürdüğüm Ayancık Gazetesi’nde bu gün, Sinop-Ayancık Öyküleri kitabımın ”TAŞÇI” dan sonra ikincisi ”MAVİ YOSUN”un tanıtım haberi ile buluştuk. Güzel memleketime, doğduğum topraklara selam ve sevgiler….