Kurumların %78’i Yapay Zekâya Güveniyor: Yalnızca %40’ı Güvenilirliğe Yatırım Yapıyor
Kurumların %78’i yapay zekâya güveniyor, ancak yalnızca %40’ı güvenilirliğe yatırım yapıyor. Güven ve teknoloji dengesini keşfedin.
Dünya analitik lideri SAS’ın desteğiyle hazırlanan IDC Veri ve Yapay Zekâ Etki Raporu, kuruluşların yapay zekâya duyduğu güven ile bu güveni pekiştirecek kurumsal altyapılar arasındaki önemli farkı ortaya koydu. Araştırma, firmaların yapay zekâ sistemlerine duydukları güveni etik ve güvenli şekilde yönetmede gerekli hazırlıklara yeterince sahip olmadığını gösteriyor.
Yapay Zekâya Güven ve Altyapı Yatırımlarındaki Uçurum
Rapora göre, katılımcıların %78’i yapay zekâya tam güven duyduklarını belirtirken, sadece %40’lık bir kesim sistemlerin güvenilirliğini sağlamak amacıyla yönetişim, açıklanabilirlik ve etik yatırımlara önem veriyor. Bu fark, özellikle üretken yapay zekâ teknolojilerinin hızlı büyümesiyle belirginleşiyor. Katılımcıların %48’i üretken yapay zekâya tam güven belirttiği halde geleneksel yapay zekâya olan güven oranı %18 seviyesinde kaldı.
Türkiye’nin Bölgesel Performansı
Küresel perspektifte güven ile yatırım arasındaki dengesizlik göze çarparken, META (Orta Doğu, Türkiye ve Afrika) bölgesinde Türkiye olumlu bir konum sergiliyor. Türkiye, güvenilirlik endeksinde en yüksek puan alan ülke olurken, etki skoru (3.30) ile küresel ortalamanın üzerine çıktı. Aynı zamanda, ‘güven ikilemi’ oranı %45 seviyesinde gerçekleşerek küresel ortalamaya (%46) yakın ve daha dengeli bir görünüm sundu.
Güven Yatırımları Başarıyı Destekliyor
Raporda, yapay zekâ sistemlerini etik, şeffaf ve güvenli kılmak için gerekli uygulama ve teknolojilere yatırım yapan kuruluşların, projelerinde yatırım getirisini iki kat artırma olasılığının %60 daha yüksek olduğu belirtildi. Ayrıca, bu ‘güvenilir yapay zekâ liderleri’nin projeleri diğerlerine kıyasla %1,6 daha fazla başarı oranına ulaşıyor.
Yönetişim Kapsamında Değerlendirmeler
IDC Yapay Zekâ ve Otomasyon Uygulamaları Araştırma Direktörü Kathy Lange, yapay zekâ teknolojilerinde insan benzeri etkileşimin güven duygusunu yükselttiğini ancak bunun teknolojinin gerçek güvenilirliğiyle ilişkili olup olmadığının sorgulanması gerektiğini dile getirdi.
Teknolojik ve Organizasyonel Engeller
Kurumların yalnızca %2’si yapay zekâ yönetişim çerçevesini önceliklendirmekte, %10’dan azı ise sorumlu yapay zekâ politikaları uygulamakta. Katılımcıların en önemli kaygıları arasında veri gizliliği (%62), şeffaflık ve açıklanabilirlik (%57) ve etik kullanımı (%56) yer alıyor. Bunun yanı sıra, zayıf veri altyapısı (%49), yetersiz veri yönetişimi (%44) ve organizasyonel yeterlilik eksikliği (%41) temel zorluklar arasında gösterildi. Özellikle yapılandırılmamış veriler kurum verilerinin %80’inden fazlasını oluştururken, yıllık %50-60 oranında büyüyor.
Sonuç ve Öneriler
Sezgisel olarak yapay zekâya duyulan güven kaçınılmazdır ancak bu güvenin sürdürülebilir ve katma değer sağlayan bir hale gelmesi, sağlam veri temeli, şeffaf yönetişim ve güvenilir teknolojik yaklaşımlarla mümkündür. Kurumların öncelikli olarak bu gereksinimleri karşılayacak altyapı yatırımlarını hızlandırmaları gerekmektedir.
Kaynak: BYZHA