Kışın En Büyük Tehlike: Kapalı Alanlar
Kışın kapalı alanların yarattığı tehlikelere karşı dikkatli olun. Sağlığınızı korumak için bilinçli davranın, riskleri azaltın.
Türkiye’de kış aylarında acil servislere başvuran hastaların yaklaşık yüzde 40’ı solunum yolu enfeksiyonlarıyla ilgilidir. Grip, soğuk algınlığı, solunum sinsityal virüsü (RSV) enfeksiyonları, COVID-19, zatürre ve bronşit gibi hastalıklar, bu dönemde en sık görülen solunum yolu rahatsızlıklarıdır. Uzmanlar, kış mevsiminde bu enfeksiyonların bulaşma riskinin yaz aylarına kıyasla üç kat arttığını vurgulamaktadır. Bunu özellikle kapalı ve yetersiz havalandırılan ortamlarda geçirilen uzun süreli zaman ve soğuk hava etkisiyle zayıflayan bağışıklık sistemi nedeniyle mikropların daha kolay yayılması ile ilişkilendirilmektedir.
Kapalı ve Kalabalık Ortamlardan Kaçınmak
Akademisyenler, kapalı ve kalabalık ortamlarda uzun süre kalmanın enfeksiyon riskini ciddi biçimde artırdığını belirtmektedir. Sinema, alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçları ve toplantı salonları gibi mekanlarda virüslerin hızlı yayılması söz konusudur. Bu tür ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması önemlidir. Zorunlu durumlarda maske kullanımı enfeksiyon azaltıcı etkisini göstermektedir.
Düzenli Egzersiz ve Havalandırma
Haftada minimum üç gün, birer saat tempolu yürüyüş yapmak bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi açısından faydalıdır. Dış mekan yürüyüşleri, hem D vitamini sentezine destek olur hem de kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak kalınmasını sağlar. Ayrıca, kullanılan alanların günde en az üç kez, 10-15 dakika süreyle havalandırılması, virüslerin havada asılı kalma süresini azaltarak enfeksiyon riskini düşürür. Dünya Sağlık Örgütü, iyi havalandırmanın solunum yolu hastalıklarını yarı yarıya azaltabileceğini rapor etmektedir.
Aşıların Tamamlanması ve Hijyen
Aşıların güncel olarak tamamlanması özellikle risk grupları için kritik öneme sahiptir. Grip aşısı hastaneye yatış riskini önemli ölçüde azaltırken, COVID-19 hatırlatma dozları kış aylarında koruyucu etki sağlar. Özellikle kronik hastalıkları bulunan veya 65 yaş üzeri bireylerde zatürre aşısının uygulanması önerilmektedir. Ellerin su ve sabunla en az 20 saniye yıkanması, enfeksiyonların bulaşmasını yüzde 40-50 oranında engellemektedir. Toplu alanlardan dönen kişiler bu önleme özellikle dikkat etmelidir.
Soğuktan Korunma ve Uyku Düzeni
Soğuk hava, solunum yolu mukozasının direncini azaltmakta ve hastalıklara yatkınlığı artırmaktadır. Bu nedenle, burun ve boyun bölgesinin örtülmesi, kat kat giyinme gibi önlemler alınmalıdır. Uykunun düzenli ve yeterli olması da bağışıklığın güçlendirilmesinde etkili olup, yetişkin bireylerin günlük 7-8 saat kesintisiz uyuması tavsiye edilmektedir. Uyku saatlerinin sabit olması stres hormonlarının dengelenmesine yardımcıdır.
Sağlıklı Beslenme ve Ortam Neminin Korunması
Bağışıklığı desteklemek için dengeli ve zengin beslenme büyük önem taşır. C vitamini, çinko, D vitamini, omega-3 ve probiyotik açısından zengin gıdalar tercih edilmelidir. İşlenmiş ve şekerli gıdalardan uzak durulması enfeksiyonların süresinin kısalmasına katkı sağlar. Bunun yanı sıra, kış döneminde kullanılan ısıtıcılar ortamın nemini düşürdüğü için, odalarda nem dengesi yüzde 40-60 arasında tutulmalıdır. Gece boyunca odaya bir bardak su koymak veya nemlendirici kullanmak, burun içi mukozasının sağlığını korur.
Temas ve Mesafe Kurallarına Dikkat
Aile içi ve sosyal ortamlarda enfeksiyonun yayılma olasılığı yüksektir. Yüz yüze yapılan konuşmalarda en az 70 cm mesafenin korunması, ortak kullanılan eşyaların paylaşılmaması, maske kullanımı ve hastayla temas halinde ayrı odada kalınması önemlidir. Sık havalandırma ile birlikte bu önlemler bulaşma riskini azaltmaktadır.
Kaynak: BYZHA