Çocuklukta Maruz Kalınan Şiddetin Beyin Gelişimi ve Suç Eğilimine Etkileri Üzerine Değerlendirme
Çocuklukta şiddetin beyin gelişimi ve suç eğilimi üzerindeki etkilerini bilimsel verilerle kapsamlı şekilde inceleyen değerlendirme.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, çocukluk döneminde deneyimlenen şiddetin beynin gelişimi, kişilik oluşumu ve ilerleyen yaşamda suç eğilimi üzerindeki etkilerini genetik, çevresel ve nörobiyolojik açılardan değerlendirdi. Fiziksel şiddetin ruhsal yapıyı, ruhsal şiddetin ise fiziksel yapıyı etkilediğini belirtti.
Şiddetin Beyin ve Davranış Üzerindeki Etkileri
Prof. Dr. Tarlacı, şiddetin hem fiziksel hem de ruhsal boyutlarda meydana geldiğini ve bu iki unsurun insan bedeni ile ruhu üzerinde karşılıklı etkiler oluşturduğunu ifade etti. Fiziksel şiddetin ruh sağlığını bozabileceğini belirtirken, ruhsal şiddetin ise fizyolojik yapıya zarar verebileceğini açıkladı. Bu çerçevede, şiddete maruz kalan bireylerde psikolojik, fiziksel ve cinsel değişikliklerin görülmesinin mümkün olduğunu vurguladı.
Şiddet uygulayan bireylerin belirli nörobiyolojik özellikler taşıdığını anlatan Prof. Dr. Tarlacı, beynin ön kısmındaki hasarın empati, öz kontrol ve sosyal normlara uyum yetisini azalttığını ve bu durumun suç ve şiddet eğilimlerinin artmasına yol açtığını açıkladı. Ayrıca, 19. yüzyıldan bu yana beyin hasarlarının bireylerin davranışlarını etkilediğine dair çalışmalar bulunduğunu belirtti.
Genetik ve Çevresel Faktörlerin Rolü
Aileden gelen genetik yapıların şiddete yatkınlığı artırabildiğini aktaran uzman, beynin kimyasını düzenleyen enzim ve proteinlerin bu konuda etkili olduğunu, ancak tek başına genetik faktörlerin suçlu davranışı belirlemede yeterli olmadığını dile getirdi. Beynin gelişiminin anne karnından başlayıp 21 yaşına kadar devam ettiğini belirten Prof. Dr. Tarlacı, çevresel etkenlerin, beslenme, hava kalitesi ve duygusal iletişim gibi faktörlerin beyin gelişimi üzerinde belirleyici olduğunu kaydetti.
Özellikle çocukluk döneminde aile ortamında şiddetin beyinde olgunlaşma sürecini engellediğine dikkat çeken Prof. Dr. Tarlacı, sevgi dolu ve destekleyici aile ortamlarının bireylerin kişilik gelişiminde olumlu etkileri olduğunu ifade etti. Ayrıca, genetik mirasın kişilik ve mizaç üzerinde etkisi olsa da karakterin aile, kültür ve eğitim yoluyla şekillendiği belirtildi.
Prof. Dr. Tarlacı, çocukların şiddeti öğrenmekle kalmayıp beyin olgunlaşmasının da etkilendiğini, bu durumun kişinin toplumla ilişkisini ve dünyaya bakış açısını olumsuz yönde etkilediğini sözlerine ekledi. Çocuklukta şiddete maruz kalmanın ileri dönemde yasal sorunlara neden olabileceği üzerinde durdu.
Son olarak, çocukların davranışlarını anlamak için hiperaktivite gibi belirtilerin altında yatan nedenlerin araştırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tarlacı, uygun müdahale ve destekle bu bireylerin suç işleme eğiliminin azaltılabileceğinin altını çizdi.
Kaynak: BYZHA