Böbrek Taşı Vakalarında Artış Sürüyor: Erken Tanı ve Doğru Alışkanlıklar Önemli
Böbrek taşı vakalarında artış var. Erken tanı ve doğru alışkanlıklarla böbrek sağlığınızı korumanın yollarını öğrenin.
Türkiye’de böbrek taşı vakalarında son yıllarda belirgin bir artış gözlenirken, uzmanlar erken tanı ve tedavinin önemine dikkat çekiyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Tekin, ülkenin sıcak iklimi ve hatalı yaşam alışkanlıklarının bu artışta rol oynadığını belirtiyor. Prof. Dr. Tekin, böbrek taşına neden olan başlıca etkenlerin yetersiz sıvı tüketimi, aşırı tuz ve hayvansal protein alımına dayalı beslenme, obezite, aile öyküsü, metabolik hastalıklar ve bazı ilaçların kullanımı olduğunu vurguluyor. Özellikle kış aylarında azalan su tüketiminin ve sıcak hava koşullarının vücuttaki sıvı kaybını artırdığı da ifade ediliyor.
Belirtiler ve Güncel Tedavi Yaklaşımları
Böbrek taşları, genellikle şiddetli yan ağrısı, idrarda kan, sık idrara çıkma, idrarda yanma, bulantı ve kusma gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Özellikle taşın böbrekten idrar kanalına düşmesi durumunda bu ağrılar yoğun şekilde yaşanabiliyor. Prof. Dr. Tekin’e göre, erken tanı yöntemleriyle yaşam kalitesinin korunması ve böbrek fonksiyon kaybı gibi ciddi komplikasyonların önlenmesi mümkün olabiliyor. Küçük boyutlu taşlar çoğunlukla bol su tüketimi ve egzersiz sayesinde kendiliğinden düşerken, büyük taşlarda ESWL (vücut dışı şok dalga tedavisi) ve kapalı endoskopik cerrahi yöntemler tercih ediliyor. Açık cerrahiye gereksinim ise teknolojik gelişmeler sayesinde azalmış durumda; hastaların çoğu minimal invaziv kapalı yöntemlerle başarılı şekilde tedavi edilebiliyor.
Doğru Önlemlerle Tekrar Riski Azalıyor
Prof. Dr. Tekin, böbrek taşlarının önemli bir kısmının düzeltilebilir yaşam tarzı faktörlerine dayandığını belirterek, yeterli su alımı, düzenli egzersiz ve dengeli beslenmenin önleyici rol üstlendiğini söylüyor. Hareketsiz yaşam, fast food ve tuzlu, şekerli ürünlerin aşırı tüketiminden kaçınılması gerektiği vurgulanıyor. Tedavi sonrası hastaların yaklaşık yarısında 5-10 yıl içerisinde tekrar taş oluşumunun görülebildiğini belirten uzmanlar, koruyucu önlemlerin tedaviden daha etkili olduğunu ifade ediyor.
Kaynak: BYZHA