Dolar 32,4809
Euro 34,9665
Altın 2.435,21
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 19°C
Hafif Yağmurlu
Sinop
19°C
Hafif Yağmurlu
Cum 18°C
Cts 17°C
Paz 17°C
Pts 17°C

Kafalar Bi' Dünya

22 Mart 2013 14:06

Saliha Bektaş

Hepimiz sindirim sisteminin bedenin bir uzvu olduğunu biliyoruz. Hazımsızlık çoğu insanın yaşadığı bir durum günümüzde. Sebep olarak ihtiyacımızdan fazlasını alıyoruz bünyeye diyebiliriz. Ve sindirmekte zorlanıyoruz. Akabinde türlü çeşit hastalıklar birbirini tetikliyor.

 

Tabiki konu edeceğim şey beden sağlığı değil, onu uzmanları yapar. “Yarım doktor candan yarım hoca imandan edermiş” derler. Benim yazımda dikkatinizi çekmek istediğim konu obezite olmuş beyinlerdir.

 

Son yüzyıl bilgi çağı olduğunu biliyorsunuz. İnsanların istediği bilgiye kolayca ulaşabilmeleri zaman içersinde bilgi kirliliğine sebep olmaya başladı ve insanların kafaları oldu bi dünya. Ama ilginç olan cahillik baki kaldı. Özür dilerim haddimi açmak istemezdim . bunu bu şekliyle neden söyledim? Kemdi sorunlarına çözüm bulamayan bir sürü insanı görürüz çevremizde. Yanlış olmasın. Burada dış etkenli sorunlardan bahsetmiyorum. Daha çok sorunlarımıza takındığımız tavırlarla alakalı ve daha çok iç meselelerimizle ilgi konulardan bahsediyorum. Bunun neticesinde yeni bir meslek alanı çıktı ortaya.

 

Yaşam Koçu:

 

 “Koçluk, bir insanın gelişmesine, yeni bir beceri, yetkinlik veya davranış öğrenmesine, kendisi için koyduğu hedeflere ulaşmasına veya bir problemini çözmesine destek olmakmış.”

 

Düşünün bir kere, bu zamanda aklıda para ile satıyorlar. Bu akıl ile gidersek havayı da satın alırız. Gerçi hava parası denen bir şey vardı zaten. Her durumda fırsatı değerlendiren uyanıklar olacaktır. Anlaşılan odur ki; bilgi kullanmayı bilmeyen için yükten ibarettir. Bu yüzden onu herkes elinden çıkarmak istiyor. Ve edindiği bilgiyi biri diğerine pazarlıyor. Kısacası bilgi alınıp satılan bir meta oldu. Bir nevi iş ortaya düştü.

 

Yazık! Her şeyi tüketmekte ne kadarda mahiriz. Tüketim toplumu olduk gerçekten. Duyguları çoktan tükettik. Şimdi de bilgiyi tüketiyoruz. Belki de farkında olmadan biz tükeniyoruz.

 

O zaman her bitiş bir başlangıçtır diyerek, yeni bir başlangıç yapalım. Yeni bir çağ oluşturalım. Bilgiye ahlak katalım, inanç katalım, duygu katalım. Öncelikle bilmeye kendimizden başlayalım. Yunus Emre’nin ifadesiyle;

 

 

İlim ilim bilmektir,  /  ilim kendin bimektir

 Sen kendin bilmezsin / Bu nice okumaktır.

 

Yani bilmeye önce kendimizden başlayalım.

Derinlere bi dalalım.

Unutmayalım ki, mercan derinlerde bulunur.

Oralardaki cevheri bulalım. 

Ve o cevheri, oraya koyanı fark edelim.

Bu fark ediş sayesinde yalnız ve çaresiz olmadığımızı artık haykıralım.

Bu bizim ilk bilgimiz olsun. Ve bunu hiç unutmadan hatırda tutalım. 

Bundan sonra heybemize ihtiyacımız kadar bilgi alalım.

Faydamıza olan bilgiyi kullanalım. Tecrübe edelim. Sağlamasını yapalım. 

Hesap doğru tutarsa vicdan terazisine koyup onaylatalım.  

Vel hasıl, Hakkı, sahibine teslim edelim. Faydasız bilgi den Allaha sığanalım.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.