Çocuklarda Astımı Anlamanın 9 Belirtileri
Çocuklarda astımı anlamanızı sağlayacak 9 önemli belirtiyi keşfedin ve erken teşhisle çocuğunuzun sağlığını koruyun.
Astım, çocuklarda sıkça rastlanan kronik bir solunum yolu hastalığıdır ve uygun tedavi uygulanmadığında tekrarlayan öksürük, hırıltı ve solunum problemleri ile çocukların yaşam kalitesi üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. Türkiye’de her on çocuktan birinde astım görülmekte olup, hastalığın doğru bir şekilde tanımlanması ve yönetilmesi önem arz etmektedir.
Astımın Tanısı ve Önemli Bulgular
Astım, bronşların dönemsel daralması nedeniyle ortaya çıkan tekrarlayan öksürük ve solunum güçlüğü ile kendini gösterir. Hastalığın en belirgin belirtisi öksürük olup, çocuklarda görülme oranı %5 ile %9 arasında değişmektedir. Nemli bölgelerde astım sıklığı daha yüksek olmakla birlikte, pek çok hasta yanlış tanılarla karşılaşabilmektedir. Bu nedenle, erken dönemde doğru tanı konulması primer öncelik taşımalıdır. Ayrıca, astımlı çocuklarda burun içi alerjik rinit varlığı da sıklıkla eşlik eder ve bu durum da değerlendirilmelidir. Özellikle 2-3 yaş altındaki çocuklarda viral enfeksiyonlara bağlı geçici hışıltılı solunum atakları yaşanabilir ancak bunların çoğu yaşın ilerlemesiyle geriler. Bu çocukların düzenli takibi ve gereksiz uzun süreli ilaç kullanımından kaçınılması önerilir.
Astım Belirtilerinin Takibi
Çocuklarda astım belirtileri çeşitlilik gösterebilir; yalnızca solunum güçlüğü değil tekrarlayan kuru veya balgamlı öksürük de hastalığın belirtisi olabilir. Hırıltılı solunum, nefes verirken duyulan ıslık sesi, gece artan öksürük, eforla tetiklenen öksürük atakları ve solunum zorluğu gözlemlenebilir. Astım tanısını destekleyen temel bulgular şunlardır:
- Gece şiddetlenen öksürük atakları
- Hırıltı ve ıslıklı solunum
- Düzensiz veya tekrarlayan kuru/balgamlı öksürük
- Fiziksel eforla tetiklenen öksürük (koşma, ağlama, gülme gibi)
- Göğüs ve kaburga aralarında solunum çabasının artması
- Ciddi ataklarda halsizlik, huzursuzluk, nadiren bilinç değişiklikleri
- Bebeklik ve çocuklukta besin alerjileri veya egzama varlığı
- Ailede alerjik hastalık geçmişi
Alerjik İlişki ve Astım Kontrolü
Çocukluk çağında astım vakalarının büyük çoğunluğu alerjik etkenlere bağlıdır. Ailede alerji veya astım öyküsü hastalık riskini artırmaktadır. Astımlı çocuklarda besin alerjileri, egzama ve alerjik rinit gibi durumlar sık görülür. Bu tür eşlik eden alerjik hastalıkların yeterince kontrol edilmemesi, astım kontrolünde zorluklara yol açabilir.
Uzun Süreli Tedavi Yaklaşımı
Astım, yıllar boyunca devam edebilen kronik bir hastalık olduğundan yalnızca atak dönemlerinde değil, atak dışı dönemlerde de düzenli tedavi gerektirir. Günümüzde dünya genelinde kabul gören basamak tedavi modeli, hastanın durumuna göre tedavi planının oluşturulmasını sağlar. Uzun süreli tedavide özellikle solunum yoluyla alınan kortikosteroidler önemli bir yer tutmaktadır. Bu yöntem, sistemik kortikosteroidlere kıyasla yan etkilerin azaltılması ve etkinliğin artırılmasını sağlar. İnhaler veya nebülizer ile ilaç kullanımının doğru öğrenilmesi tedavi başarısı açısından kritiktir.
Astım Tedavisinin Yaşam Kalitesine Etkisi
Çocuklarda astım, ailelerin bilinçlendirilmesi ve uygun tedavi ile etkili şekilde kontrol altına alınabilir. Hastalığın belirtilerinin hafife alınmaması, alerjik durumların göz ardı edilmemesi ve düzenli hekim takibi çocukların sağlıklı gelişimi için gereklidir. Tedavinin amacı, atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak, komplikasyonları önlemek, çocuğun fiziksel aktivitelerini sürdürmesini sağlamak ve büyüme gelişimini desteklemektir. Ayrıca ailelerin, sigara gibi çevresel faktörlere karşı hassasiyet göstermeleri önemlidir zira pasif sigara dumanı astımı olumsuz etkileyen faktörlerdendir.
Ev Tozu Akarı Alerjisi ve Önlemler
Ev tozu akarına karşı alerjisi olan çocuklarda astım atağı riskini azaltmak için birtakım önlemlerin alınması faydalıdır. Bu kapsamda halıların yatak odalarından uzak tutulması, tüylü oyuncakların ve yünlü eşyaların azaltılması, toz tutan nesnelerin kapalı dolaplarda saklanması önerilir. Nevrisim, çarşaf ve yorganların haftada en az iki kez 60°C üzerinde yıkanması önem taşımaktadır. Yatak ve yorgan malzemelerinin yün veya kuştüyü olmaması, akar barındırmayan özel yatakların tercih edilmesi hastalığın kontrolüne destek verir. Gerekli durumlarda HEPA filtreli hava temizleyicileri kullanılmalı ve düzenli hekim kontrolleri ihmal edilmemelidir. Alerji aşı tedavisi ise doktorun uygun görmesi halinde uygulanabilir.
Kaynak: BYZHA