Dolar 42,5291
Euro 49,5628
Altın 5.744,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 18°C
Az Bulutlu
Sinop
18°C
Az Bulutlu
Pts 16°C
Sal 14°C
Çar 13°C
Per 12°C

2025’te Küresel Doğurganlık Hızı Analizi ve Önemi

2025’te küresel doğurganlık hızındaki değişimleri, nedenlerini ve toplumlar üzerindeki etkilerini derinlemesine analiz ediyoruz.

2025’te Küresel Doğurganlık Hızı Analizi ve Önemi
7 Aralık 2025 08:00

Küresel ölçekte doğurganlık oranları düşmeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, kadın başına düşen ortalama çocuk sayısını gösteren toplam doğurganlık hızı (TFR), birçok ülkede nüfusun kendini yenileyebilmesi için gerekli olan 2,1 seviyesinin altına indi. Uzmanlar, bu durumun uzun vadede ekonomik, sosyal ve demografik sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuyor.

Nüfusun azalmasıyla birlikte çalışma çağındaki bireylerin sayısı düşerken, emekli nüfusu artıyor. Bu değişim sosyal güvenlik sistemlerini zorlarken, emeklilik yaşının yükselmesi ve vergi oranlarının artması gibi sonuçlar doğurabiliyor. Ekonomik büyümede yavaşlama, iş gücü açığı ve savunma alanında insan kaynağı sorunları da düşük doğurganlık oranlarıyla bağlantılı olarak öne çıkıyor.

Küresel Tablo ve Türkiye’nin Pozisyonu

En yüksek doğurganlık oranları Afrika kıtasında görülüyor. Çad, Somali ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkelerde bu oran 5’in üzerinde. Buna karşılık, gelişmiş ülkelerde doğurganlık oranı 1,5 seviyesinin altında seyrediyor. Güney Kore 0,75, Hong Kong 0,74, Çin 1,02 ve Japonya 1,23 ile en düşük doğurganlık oranlarına sahip ülkeler arasında yer alıyor.

Küresel Tablo ve Türkiye’nin Pozisyonu

Türkiye’de toplam doğurganlık hızı 1,62 olarak ölçüldü. Bu oran, nüfusun kendini yenileyebilmesi için gerekli düzeyin oldukça altında. Uzmanlar, doğurganlıktaki düşüşü ekonomik nedenlerle ilişkilendiriyor. Artan yaşam maliyetleri, konut fiyatları ve eğitim masrafları, ailelerin çocuk sahibi olma kararını doğrudan etkiliyor.

Demografik Gelecek ve Ekonomik Etkiler

Düşük doğurganlık, sadece nüfusun azalmasına değil, aynı zamanda toplumun yaş ortalamasının hızla yükselmesine de yol açıyor. Uzmanlar, bu eğilimin tersine çevrilmemesi durumunda gelecekte sosyal yapının ciddi şekilde değişebileceğini belirtiyor. Nüfusun genç kısmının azalması, tüketim eğilimlerini de değiştirebilir ve inovasyon kapasitesini zayıflatabilir.

Demografik Gelecek ve Ekonomik Etkiler

Türkiye özelinde, ekonomik güven ortamının güçlendirilmesi, aile politikalarının desteklenmesi ve yaşam maliyetlerinin azaltılmasının doğurganlık oranlarını etkileyebileceği değerlendiriliyor. Uzmanlara göre doğurganlık sadece bir istatistik değil, bir ülkenin geleceğini belirleyen stratejik bir gösterge niteliğinde.

YORUMLAR


Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.