Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sinop 16°C
Az Bulutlu
Sinop
16°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 16°C
Sal 18°C
Çar 18°C

"Devrim Şehidi Kubilay"

25 Aralık 2014 09:12

Erdoğan Erkaymaz

23 Aralık 1930 tarihinde yaşanan Kubilay Olayı” Cumhuriyet tarihimizin en önemli olaylardan biri olup, izleri toplumsal belleklerden hiç silinmemiştir. Devrim Şehidi olarak kabul edilen Cumhuriyet öğretmeni Mustafa Fehmi Kubilay şeriat isteyen gericiler tarafından öldürülmüştür. Bu olay Menemen'de bir grup gericinin gerçekleştirdiği bu eylem Cumhuriyet karşıtlarının çirkin yüzlerini göstermesi açısından ibretle anımsanması gereken bir olaydır.

 

Mustafa Fehmi Kubilay Giritli bir ailenin (Baba adı Hüseyin, ana adı Zeynep) çocuğu olarak 1906'da dünyaya gelmiş, öğretmenlik eğitimini tamamladıktan sonra 1930 yılında Menemen'de yedek subay olarak askerlik görevini yapmaktaydı. Kendini "mehdi" olarak tanıtan, hünkarlığını "din elden gidiyor" söylemiyle Derviş Mehmet ve ekibi, Kubilay'ın kafasını gövdesinden ayırıp yeşil bayrak direğine asarak karanlık emellerini hayata geçirmiştir.

 

Tam 84 yıl geçti, Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana "Şeriat" isteyen "Din Devleti" özlemi duyanlar hep var olmuştur. Halkımızın dini inançlarını istismar eden, Din endeksli siyaset ülkemiz de hep pirim yapmıştır. Demokratik ve laik "Türkiye Cumhuriyeti" devlet düzenimiz, eğitim sistemimiz, yargımız, oynana oynana "Dindar ve kindar" gençler oluşturmuştur.

 

Son yıllarda zamana yayılarak günümüze gelerek ülkemiz de, Atatürk Devrimleri karalanmakta, "Milli İrade" denilerek ve ülke yaşayanımızı aldatılarak okullarımız da zorunlu din dersi koyularak ve anaokuluna kadar taşınarak… Çağdaş ve uygar okullar kapatılarak yerlerine İmam Hatipler açılmakta… İşi daha da ileri taşıyarak atalarımızın mezar taşlarını okuyamıyoruz. safsatalarıyla Osmanlıcayı okullarımıza ders olarak sokmaya çalışmaktalar. 

 

Bilinmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti'miz demokratik laik ve sosyal hukuk devleti anlayışını hakim kılar. Devlet yönetiminde; inançların değil, akıl ve bilimin yürürlükte olması gerekir. Siyasilerin görevi toplumu ayrıştırarak kamplaştırarak bunlardan beklenti ummak değil, birleştirip, kaynaştırmak ve farklılıklara da hoş görülü ile bakabilmeyi içine sindirebilmek. Ülkemiz yönetenleri; kendilerini eleştirenleri düşman, darbeci, terörist olarak görmekte ve baskı yapmaktadır.

 

Ortaçağ savunucuları şunu bilmelidir ki; Cumhuriyet devrimlerinin savunucuları öldürmekle, tutuklamakla yok edilemezler. Onlar ancak kendi karanlıklarında boğulurlar. Kubilay olayı Cumhuriyet tarihimizde bir karanlığın tarihidir. Şu gerçeği net olarak bilsinler; Kubilay gider milyon Kubilay'lar gelir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.